Alanya’da ‘kent disiplini’ tartışması son dönemde siyasilerin, vatandaşın ve bürokrasinin diline pelesenk olmuş durumda. Elbette bu, durup dururken meydana gelen bir tanımlama değil. Özellikle uzun soluklu bayram tatillerinde, Anadolu’dan; bardaktan boşalırcasına şehre akın akın gelişler bu tanımlamayı ortaya çıkardı.
Disiplin eksiliği ile ilgili tartışmalar sürerken peş peşe patlak veren Alanya İskele Caddesi’ndeki ultra sansürsüz pornografik vaka ile akabinde yaşanan insanlık dışı sopalı saldırının ardından ‘kent disiplini’ için atak başladı. Bu durum ise ‘Bir musibet bin nasihatten iyidir’ atasözünü akıllara getirdi. Şayet o +18 vakası ile kafes dövüşünü andıran saldırı görüntüleri ortaya çıkartılmasaydı, denetimler bu denli çok olur muydu? Belki denetimi yapanlar ‘biz zaten sürekli bunu yapıyoruz’ diyebilir. Siz görmüyordunuz diye karşı soru yöneltmeleri mümkün. Bu soru ihtimaline karşı cevabım; ne medya, ne vatandaş ne de siyasetçiler müneccim değil ki denetim olduğunu bilsin. Madem denetim vardı neden görünür değildi? Denetimlerim görünür olması caydırıcılık açışından oldukça iyi.
Keşke o vakalar cereyan etmeden taksi, dolmuş, sahil, yol, park, umuma açık mekan, E-skutter, tekneler belirli bir gün ve saate değil de ansızın üstelik bizzat karar vericiler tarafından Tebdil-i Kıyafet olarak denetime alınsaydı.
Şayet denetim mekanizması henüz sezonun başında işi sıkı tutsaydı bugün bambaşka konuları konuşmak mümkündü. Bu mevzular elbette sadece bugüne has değil. Şehirde yaşayan sade vatandaşta yönetimde söz sahibi olanlarda akşam ezanından sonra şehrin bazı bölgelerine ailesi ile gitmekten imtina ediyorsa ve bunu kimse görmüyorsa ortada kartopu misali büyüyen bir sorun vardır. Sorunu neşter vurması gerekenler devletin demir yumruğunu gösterip mağdura kadife elini uzatması gereken kurumlardır. Onlarda bazı konularda belki mülki idareden talimat almadan geniş kapsamlı faaliyette bulunamayabilir işte o zaman o karar vericiler kati talimat verme cesaretini göstermeli.
‘Devletin malı deniz yemeyen keriz’ mantığının dışına çıkılarak kaderine terkedilen Alanya eski Devlet Hastanesi binasının hırsızların yuvasına dönüştüğünün de görülmesi gerekiyor. Hadi siz görmediniz, biz gösterdik. Hırsız gündüz vardiyasını bırakıp gece vardiyasına döndü. Siz hırsızı yakalamayı bırakıp ‘Niye bu haberi yapıyorsun bak sonra karışmam…’ diyerek aba altından sopa gösterme işlerin olmaz. Zira biz, tehditkar ikazlardan tırsacak acemiliği çoktan geçtik.
Denetime hız verin testinin kırılmasını beklemeyin vesselam.