Ülkemizde turizm hareketliliğine en büyük katkıyı sunan bayram hareketliliği uzun bir aranın ardından tekrar başladı. Pandemi yüzünden gerek dost ve akraba ziyaretlerini gerekse tatil seyahatlerini askıya alan 10 milyonu geçen sayıda bir kalabalık uzun tatili değerlendirmek amacıyla şu an yollarda yada gitmek istedikleri yere vardılar bile…
Bu hareketliliği sağlayanların yarıya yakını da tatil bölgelerine giderek bu günleri değerlendirecekler.
Kara ve hava yollarındaki yoğunluğun yanı sıra dış turizmde artan hareketliliğin de katkısı ile konaklama tesislerindeki doluluk oranları da %90’ların üzerine çıkmış durumda..
Hareketliliğe ve 1 Temmuz sonrasına bakılırsa Pandemi yokmuş gibi davrananların sayısıda azımsanmayacak ölçüde..
Bu vaka sayılarınada yansıyor…
Hem alınan tedbirler hemde aşılanma çalışmaları ile elde edilen kazanımların kaybedilmesi riski ile karşı karşıyayız..
Burada hepimize görevler düşüyor..
“İşletmeler kurallara uyma ve misafirlerini yönlendirme konusunda daha hassas olmalı.. Birkaç oda, birkaç masa veya birkaç ürün fazla satma uğruna maske mesafe ve temizlik konusunda tedbiri elden bırakmamalı..”
“Kamu yapacağı kontrollerle ve özellikle tatil bölgelerindeki halkı bilgilendirme çalışmalarını yoğunlaştırmalı…”
“Bizlerde herşey bitmiş gibi değil halen salgının yeni versiyonları ile pusuda beklediğini unutmamız gerekiyor..”
Salgının çok sevdiği bir döneme girdik..
Bundan sonra tekrar kısıtlamalara geri dönmek istemiyorsak..
Sağlığımızı önemsiyorsak…
Eğitimde yaklaşan dönemide çocuklarımızın kaybetmesini istemiyorsak..
Hem ekonomik hemde psikolojik anlamı değerli olan Seyahat hareketlerinin sürekliliğine katkı vermek istiyorsak…
Salgına karşı olan hassasiyetimize aynı ciddiyetle devam etmek zorundayız..
Aksi taktirde 8-10 günlük bir bayram ertesi..
Kabusa kaldığımız yerden devam ediyor oluruz.