Ülkemizde de bir kez daha sonuç üzerinden gündem oluşturulsa da bir süre sonra tekrar başa döndük. Şiddetin her türlüsüne karşıyım ama artık Futbolun sadece sahada oynanan bir oyun olmaktan çıktığını görmemiz lazım. Bu son yaşanan olay bazı şeyleri değiştirir, yeni bir başlangıç olur temennisi olsa da ben bunların değişeceğini düşünmüyorum. Bugün timsah gözyaşlarını dökenleri yarınlarda iyi takip edin. Her şeyden önce Hakem yumruklamaya kadar nasıl gelindi, bu kadar cesaret nereden geldi irdelemeden şimdi olduğu gibi yolumuza devam edersek yarın başka bir şiddet sarmalı ile karşılaşmaya hazır olalım. Başlıkta da dediğim gibi iyiyi ve kötüyü ayırmadan ortada bir karışıklık var. Suçlu kim, suçsuz kim tamamen birbirine karıştı. Suçlu sadece yumruğu atan derseniz daha baştan balık kokmuş demektir. Tedavisi nasıl olur diye soracak olursanız, bazı şeyleri sil baştan yapmadan ve kapımızın önünü süpürmezsek bugün yumruk yarınlarda başka şeyler ortaya çıkar. Futbolun paydaşlarına şöyle bir bakacak olursak, öncelikle Kulüp Başkanları mevcut tavırları değiştirmeli. Ne yazık ki Ülkemizde taraftar baskısı ile yönetilen kulüpler, her kötü sonucu Hakeme bağlıyor, kendi taraftarın eleştirilerinden korunmak için 90 dakikada bir pozisyon üzerine odaklanıyor. Yine üzülerek söylüyorum ki, bu büyütülmüş takımların taraftarları da aynı sisteme ayak uyduruyor. Sonra da yumruk atılan Hakem için açıklamalar yapıyor. Bir kişi çıkıp ta ‘bu ne perhiz, ne lahana turşusu’ demiyor. Her hafta TFF’ye tehdit, MHK’ya tehdit sonra da üzüldüm açıklaması. Hadi Canım sende. Bu işin 1 numaralı sorumlusuna Kulüp Başkanlarının maç sonları sorumsuz açıklamalarını koyabiliriz. Hakemi daima hedef gösteren ikinci kesim de Ulusal Basında Kulüp yorumculuğu yapanlar ve hata yapsa da konuşsak diyen eski Hakem yorumcularıdır. İki zümre de sosyal medya baskısına göre yorum yaparlar ve gerçekleri hiçbir zaman söylemezler. Bunlar için bir önlem alındığını duydunuz mu? Bunlar böyle devam ettiği sürece değişen hiçbir şey olmayacaktır. TFF ve MHK bu işin neresinde derseniz, güce göre karar alan ve yine güce göre disiplin cezaları uygulamaları bitmediği sürece her zaman eleştiriler olacaktır. Gelen de giden de sistem değişmediği sürece, bu büyütülmüş takımların kuklaları olmaya devam edecektir. Sen sahada adam kovalayan Başkana 40 gün maç izlememe cezası verirsen daha neler olur bilemiyorum. HAKEMLER ise bu paydaşların içinde en masum olanıdır. Şahsen ben Hakem olsam bu kadar baskı- dan, daha maç başlamadan bu kadar eleştiriden sonra kimyam bozulurdu. Tüm meslek grupları içinde en çok eleştirilen ve hayatı didik didik edilen tek kurumdur Hakemlik mesleği. Ben şuna da inanıyorum. Hakemler Büyütülmüş takım isminden, sosyal medya yorumlarından ve eski Hakemlerin prangalarından kurtuldukları gün adaletli maç yönetecektir. Sonuç olarak, bir şeylerin değişeceğini hiç düşünmüyorum. İnsanlar küfür etmeyi, yumruk atmayı, taş atmayı kendinde hak görüyorsa bunun sebebi yukarıda yazdıklarımdır. Bunların tamamı düzelmeden Türk Futbolunda değişen bir şey olmaz, herkes Üç Maymunu oynamaya devam eder.