Belki sosyal medyada sık sık paylaşılan o fotoğrafı çoğunuz gördü. Alanya'ya ait eski bir fotoğraf. Yeşil, güzel Alanya. Masallarda anlatılan o şehir belki de. Denize nazır, Kızıl Kulenin koynunda Akdeniz.

Artık on altı senedir Alanya'dayım. Yeni Alanya'lı söylenebilir. Öncesini hep resimlerden, fotoğraflardan bilirim. Yalnız ilk görüşte aşk olduğu kesindi. Mavinin en güzel tonu kimi hayran etmez ki?

Her güzelin bir kusuru olurmuş, bizim şehir de biraz sıcak. Ama olacak o kadar. Meyve, sebze cenneti aynı zamanda turizm için biçilmiş kaftan. Ama yine ama demeden geçemeyeceğim...

Karşılıklı herkes birbirini suçlayabilir. İmarlı araziler yeşili bitirdi. Beton şehir, insan hırsını, en yeteneksiz ressam çizimini hatırlatıyor. Çok üzüyor, sonraki pişmanlık da fayda etmez, biliriz.

Gelelim sade vatandaşların eserlerine. Gezmek ve eğlenmek hepimizin hakkı. Peki ya temizlik? Tüm deyim ve ata sözlerini sıralamak istemiyorum. Sadece bir örnek insanı tanıtacağım size. Belki de benden iyi biliyorsunuzdur.

Çiğdem Kuzucu şehrimizin sevilen Türkçe öğretmeni. Aynı zamanda çevreci, örnek insan. Onu erken saatlerde elinde mavi poşetlerle görmek mümkün. Bir öğretmen ve eğitimi sadece okul duvarları arasında vermiyor. Etrafa atılan çöplerle mücadele edip, farkındalık yaratıyor. Yeni nesillere güzel bir dünya bırakmak adına. Kendisini uzun zamandır sosyal medya aracılığıyla tanımanın mutluluğunu söylemem gerekir. Çok isterim ki, yeteneği ve varlığı bir işe yaramayanlar yerine Çiğdem Öğretmen gibi, azimli ve örnek insanları tanınıp, tanıtılsın. Bu şehir, bu deniz ve duyarlı herkes eminim onu takdir edecek.

Alanya hepimizin, en güvenli kalemiz aynı zamanda. Daha güzel yerler bulunur elbette ama ayağını sürüyen insan kendisi ile gittiği yere kişiliğini de götürecektir...