Hep çocukları konuşuyoruz biz yetişkinler için de bu süreçte psikolojik sağlamlık gerekmiyor mu diyen paylaşımlar üzerine bu yazıyı yazmaya karar verdim.
Salgın psikolojisi belli bir düzeyde kaygı barındırır, bu doğal bir kaygıdır. Kaygıdan korkmak ve bir an önce geçmesi için çabalamak bu kaygıyı artırır. Duygularımızın farkında olup, duygularımıza zaman tanırsak, kaygılarımız yeni durumlara süreç içinde uyum sağlayacaktır. Baş etme yolları devreye girecektir. Bu süreçte yetişkin olarak psikolojik sağlamlığımızı koruyamazsak sorumlu olduklarımızdan etkilenecek ve sürece kaygı salgını da eklenecektir. Neler yapa biliriz.
Öncelikle bu salgın hakkında ne biliyoruz buna bakalım. Corona Virüsü (COVİD-19) nedir nasıl bir sağlık sorunu oluşturur? Nasıl yayılır? Bu bilgileri nereden öğreniyorum. Öğrendiğim kaynak bu alanın uzmanları mı yoksa sosyal medya üzerindeki rastgele paylaşımların hepsini bilgi kaynağım mı bu virüs ile ilgili? Güvenli olmayan bilgiler kaygıyı artırır. Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığımızın bilgileri Corana Virüsü( COVİD-19) ile ilgili en güvenli bilgilerdir. Bilgi kirliliklerinden arınmadan psikolojik sağlamlığımızı koruyamayız. Rastgele aldığımız bilileri kaynağını sorgulamadan sosyal medya hesapları üzerinden paylaşarak tüm inşaların ruh sağlığını da olumsuz etkilediğimizin farkında mıyız? Psikolojik sağlamlık için ilk adım sosyal medya hesaplarında paylaşılan güvensiz bilgileri filtreleyerek doğru kaynaktan doğru bilgiyi takip etmek o zaman.
Corona Virüsü (COVİD-19) tehdidi gibi zorlu yaşam olayları karşısında bazen, güvende olmadığımız, değersiz olduğumuz, tehlikelerden korunmanın mümkün olmadığı ya da dünyanın boş ve anlamsız olduğu gibi gerçekçi olmayan çeşitli düşünceler geliştirerek yoğun stres ve kaygı yaşayabiliriz. Özellikle, yaşanan duruma yönelik çeşitli belirsizliklerin bulunduğu ortamlarda bu tür düşünceler ortaya çıkabilmektedir. Ne zaman kaygı düzeyimiz hala yüksek ise olumsuz otomatik düşünce kavramını kendimize bir metafor oluştura biliriz. Örneğin, ne söylediğini bilmeden anlamsızca cümleleri tekrar eden papağan metaforunun yardımıyla kontrolü ve yakalanması zor olumsuz düşüncelerinizi bulabilirsiniz. “Papağanların konuşabildiğini düşünüyor olabilirsiniz. Ama papağanlar düşünerek cümle kuramazlar. Sadece etraflarındaki sesleri taklit ederek tekrar ederler. Bize gerçekten konuşuyorlarmış gibi gelir. Söylediklerinin ne anlama geldiğini bilmeden sadece duydukları kelimeleri söyleyebilirler. Eğer papağanlar gerçekten konuşabilselerdi bize yanıt verebilirlerdi. Hiçbir papağan yanıt veremez ama öğrendiği kısa cümleleri tekrar tekrar söyleyebilir. Hiç bıkmadan aynı cümleleri tekrarlar, dururlar. Bizim zihnimizde de durmadan Corona Virüsü ile ilgili tekrar eden düşünceler olabilir. Kafamızın içinden geçen, durmadan tekrarlayan düşünceler bize bir süre sonra doğru gelmeye başlar. Belki de o cümleleri zihnimizdeki ne söylediğini bilmeyen papağan tekrar ediyor olabilir.” “Papağan sana ne söylüyor?” sorusu olumsuz düşünceyi bulmaya yardım edebilir. “Papağanı nasıl susturabilirsin?” Papağan doğruluğunu bilmeden konuşuyorsa ona nasıl inanıyorsun? gibi sorularla zihninizdeki otomatik düşünceden oluşan kaygıların düşünme sistemini sorgulaya bilirsiniz.
Yaşamınızda önemli, sevdiğimiz, güvendiğimiz ve birbirinize her zaman destek olduğunuz kişilerle düzenli olarak iletişim kuralım. Evimizde kaldığımız için telefon, e-posta, sosyal medya ya da internet üzerinden arkadaşlarımızla, yakınlarımızla ya da akrabalarımızla iletişim kurmaya devam ederek gün içerisinde paylaşımlar yapın. Corona Virüsü ile ilgili sohbetlerde güvenilir kaynaklar üzerinden konuşarak sağlıklı bilgileri birbirimize aktarmış olalım. Yaşadıklarımızı, duygu ve düşüncelerimizi paylaşalım. Bu konuda mizahi yönü geliştirerek kaygı durumunu gülme ile de azaltma sağlamış olabiliriz.

Psikiyatrist Dr. Bahar Tezcan’ın bir kitabındaki satırlar tüm bu konun özeti gibi. “Dinlenmekten korkmayın. Durmak ölmek değildir. Yavaşlamaya izin verin ve bu dönemlerde bir yandan da güç toplayın. Çünkü hayat bizden daha büyük.”