Evet, bayram bitti. Evli evine, köylü köyüne.

Dokuz günlük bayram tatili bitti bitmesine ama geride bir-çok soru ve sorun bıraktı. Ülke ekonomisinden şikayet eden "fakirler" soluğu Bodrum'da aldı. Ülke zenginleri de açık hava tatili için güzelim Alanya'yı tercih etti...

Parklar misafirlerini ağırladı, deniz kotasını doldurdu. Geriye yerlere atılmış çöpler kaldı sadece. Yine mi sınıfta kaldık? Evet, yine ve yeniden!

Medeniyet yani uygarlık havada asılı kalınca ortaya hoş olmayan manzaralar çıkıyor. Biz ki kimseleri beğenmeyiz, biz ki kendimizi herkesten üstün görürürüz. Peki nedir o zaman bu yaşananlar?

Elbette herkesin tatil yapma hakkı vardır. Bunun için belirli adımlar da atılmalı. Yine de otel ve ya pansiyon rezervasyonu olmadan tatil planı kurmak doğru olmaz. Zorla güzelliğin olmayacağı gibi, ayaklar da yorgana göre uzatılmalı. Ve... madem durum zayıf o zaman tatili ertelemek de en doğrusu olacaktır.

Geriye çöp yığını dışında başka bir mesele daha kalıyor. Doğru, Corona! Yüksek riskli şehir olduk yine. Ama siz beş gün sonra görün buraları. Gerçek vaka sayısı o zaman belli olacak.

Bir gün düzelir mıyız, bilmiyorum. Medeniyet kelimesinin havada asılı kalmadığı günleri de görür müyüz acaba? Avrupa düzeni diye bir şey var, evler sıralı yollar tertemiz. Örnek vermek bile acı geliyor aslında.

Güzel günler için yine de umudumuz kaybolmasın. Temizlik medeniyetinin mecburi olduğunu artık anlayalım. Dünya hızla çöküşe giderken, kuraklık çanları çalarken dönüp kendimize bir bakalım.