Kum erozyonun da etkisi ile Ulaş Emirgan’da tehlike çanları uzun süre çalmasın rağmen alınmayan önemli sonucu Nisan başında heyelan oluştu. Alanya’nın batı girişindeki bu sembol yapısının çökmesinin üzerinden 2 haftayı aşkın zaman geçmesine rağmen hala demir bariyerli önlem dışında somut çalışma yok. Üstelik kurumlar arasında kimin çözüm bulacağı da netleşmedi. Orman "bizde değil" dedi karayolları telefona yanıt vermedi. Mülkiyeti ormanda ancak ana yol geçmesi sebebi ile karayollarının izinli kullanım sınırında bulunan Ulaş’ta hafalardır karşılıklı yazışmalar sürüyor. Bürokraside oluşan hantallık sebebiyle şehrin 76 yıllık simge yapısı kaderine terk edilmiş durumda. Orman Bölge Müdürlüğü ile yaptığım görüşmede "Yol izin sınırında" denildi ki bence mantıklı. Karayolları Bölge Müdürlüğü ile aramaya yanıt vermediği için sorumluluk üstlenmeme gerekçesine ilişkin bilgi henüz alınmadı. Sayın Bölge Müdürü cep telefonunda ki cevapsız aramalara yanıt verirse elbette mazereti siz değerli okuyucularımız ile paylaşırım. D-400, Güneydoğu’dan Ege’ye kadar en makul ulaşım güzergahı olan partili dönemin sonunda projesi oluşturulup çok partili dönem başlarında inşa edilen alternatifi henüz hayalden, pardon seçimlik ihaleden öteye geçmeyen yoldur. Yolun bu kısmında (diğer kısımlarda makul alternatif bulmak mümkün) göçük devam ederse batıdan şehre giriş sıkıntıya girecek. Ana yolda da oluşacak hasar sonrası belki ya tünel çift yönlü kullanılacak ya da Elikesik’ten Akhan Mevki Yat Limanı kavşağına mahalle arası bağlantı yolundan safari heyecanı yaşatarak ulaşım sağlanacak. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın kamuda tasarruf genelgesi sonrası korkarım ‘aciliyeti yok’ denilerek Ulaş Emirgan bir başka bahara bırakılırsa şaşmamak lazım. Siyasetçi ile bürokratın işine akıl sır ermiyor ne yazık...