Acımızı sessiz yaşamayı da biliriz. Sosyal medya olmadan çok öncesinde sadece medyanın insafına kalmıştı yaşadıklarımızı duyurmak. Şimdilerde her şey çok faklı. Ama değişmeyense düşmandır. Düşman yine aynı düşmandır.

Dün Bakü kurtuluşunun yıl dönümüydü. 1918, 15 Eylül, iki kardeş ülkenin bir millet oluşunu gözler önüne sermişti. Bolşevik ve Ermeni çetelerinin zulmüne Türk kardeşlerim dur demiştir. Bu vesileyle Enver Paşa, kardeşi Nuri Paşa ve Kafkas İslam Ordusu'nu rahmetle anıyoruz.

Sanki dünya durdukça bu savaşlar sürecek. Ayağımıza dolanan hain düşman aldığı darbeleri unutup tekrar tekrar mide bulandıracak. Humanistliği onlara bir şey olduğunda kabaran vatandaşlar sussun. Azerbaycan şimdiye kadar asla haksız taraf olmadı.

Son günlerde onlarca şehit verdik yine. Kalbimiz paramparça ve yanımızda yine bizden olanlar var. Ortaya karışık davrananlar rengini belli etmiyor sanıyorlar. Her şey çok açık. Bizi anlayan, bize moral verenler yine kardeş Türkiye.

Fransa'da birkaç kendini bilmez Ermenistan lehine kürsüye çıkıyor. İran ne yaptığın bile farkında değil.

Topraklarımız bizimdir, üzerinde o düşmanların yürüyor olması haksız yere ölen vatandaşlarımıza hakarettir. Tarihi olayları bilmeden, o da insan bu da insan tarzında konuşanlar en az onlar kadar haksız. Evinize izinsiz girip, sevdiklerinize zarar veren birisiyle barış içerisinde yaşamanız mümkün mü? Elbette değil!

Savaş olmasın, kimse istemez. Ama bu bizim elimizde değil. Herkes ülkesini, toprağını savunacak tabii ki. Şimdilerde hangi maşa ne maksatla ortalığı ateşe veriyor malum. Türkiye ve Azerbaycan bir Suriye olmayacak.