Alanya trafiği bambaşka bir hal almaya başladı. Neredeyse tüm yollar dolu, trafik akmıyor. Şehir dışında uzun araç konvoyları, şehir içinde ise cadde ve sokaklar tıkalı. Antalya'ya gitmek zulüm, Mersin'e ölüm. Kısaca Alanya'nın içi, doğusu, batısı hepsi aynı. Yıllardır Mersin-Antalya-Denizli otoyol projesinin Antalya-Alanya arasındaki 150 kilometrelik kısmının ihalesinin yapılarak çalışmaların başlamasını bekliyoruz. 16 Haziran'da yapılacağı açıklanan ihale yine ertelendi. Seçimlerden önce verilen ihale sözü, tarım ve turizm alanlarının zarar göreceği endişesiyle başka bahara kaldı. Tarım demişken araya bir iki cümle sıkıştıralım. Zarar görmesinden endişe duyulan tarım alanlarının da yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Sulama ve tarım alanları örtüşmüyor. Geçmişin tarım alanları ticari ve konut, boş tarlalar ise ekili tarım alanı oldu. Alanya'nın nerede ne kadar açık ve ekili tarım alanı var?, hangi bölgelerde neler yetiştiriliyor ve su durumu nedir? gözden geçirilmeli. Neyse yazımızın asıl konusuna dönelim. Nedense bizim bölgede bir projenin başlaması ve bitirilmesi öyle kolay olmuyor. Yıllarca başlayacak diye, yıllarca da bitirilecek diye bekliyoruz. Doğusu batısı nasılsa kuzeyi de aynı. Alanya-Konya Kuşyuvası yolunda yıllardır iğne ile kuyu kazılıyor. Alanya, ülke içinden ve dışından sürekli göç alan bir şehir. Nüfusla birlikte araç sayısı da artıyor. Şuan isyan ettiğimiz trafik sorunu giderek daha artacak. Şehirler arası araç trafiğini şehir dışına taşımadan sorunu çözmek imkansız. Alanya Belediyesi iyi niyetle yaptığı düzenlemelerle trafik akışını rahatlatmaya çalışıyor ama bu yerel yönetimlerle çözülecek bir mesele değil. Yazıyı toparlayalım. Merkezi hükümet eliyle acilen trafik ve tarımın su sorunu çözülmeli. Efendim yol ve sulama ile şurda şu çalışma, burada bu çalışmayı dinlemeyelim. Çocuk küçükken alınan ayakkabıyı 20 sene sonra giydiremezsiniz. Eskinin şartlarına ve ihtiyacına göre hazırlanan projeler günümüzün çok gerisinde.