Alanya'nın kuraklıkla ilgili bir kriz masası veya yol haritası bulunmuyor.
Tehlikenin fotoğrafını çeken, ciddiye alan maalesef yok.
Köylerde üreticiler gerekirse denizden su arıtıp kullanmanın yollarını ararken, siyasi irade kuraklığa bir o kadar uzak, yabancı ve ilgisiz.
Kırsalda tarım alanlarında neler oluyor? diye merak edip, gidip bakan bile yok.
Bir tek 20 yıl öncesinden kalan A planı Dim Çayı Sulama Suyu Projesi var.
O da iğne ile kuyu kazar gibi ilerliyor.
Zaten Dim Çayı 20 yıl öncesinin projesi.
Proje, güncellenmeden ihtiyaca cevap vermesi imkansız.
20 yıl öncesinin tarımı ve ekili alanları ile şimdiki durum çok farklı.
Tarım alanları eskiye göre kat kat arttı ve su ihtiyacı daha çok.
Bunun dışında B, C planı yok.
Rusya'nın domates ve bibere ithalat yasağını kaldırmasını müjde olarak duyuran AK Parti İlçe Başkanı Mustafa Toklu'dan üretici daha fazlasını; yani su ile ilgili müjde bekliyor.
Domates, biberi üretecek su olmadıktan sonra bütün ihracat kanalları açık olsa ne? olmasa ne olur?
Bu gidişle bırakın ihraç edecek domatesi, kendi yiyeceğimiz domatesi bile üretemez duruma geleceğiz.
Sayın Toklu'nun kuraklıkla ilgili mücadelesini maalesef yeterli bulmuyorum.
Siyasi iradenin en güçlü icraatçı yetkilisi olan Toklu'dan daha ses getirecek hamleler bekliyorum.
Hükümet desteği ve devlet eliyle olmayacaksa yerel yönetimlere yetki verilmesi halinde mutlaka bir şeyler yapılır diye düşünüyorum.
"Yetki verilmesi" diyorum çünkü içinde su olan her yer Devlet Su İşleri'nin (DSİ) sorumluluğunda.
Bir başka kurum çivi çakamaz.
Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Alanya Belediyesi'nin konuya müdahil olmaları durumunda soruna çare olacaklarına inanıyorum.
Bu çareler neler olabilir?
İşte benim önerilerim;
A) Dim Çayı Sulama Suyu hattı en uç noktaya götürülmeli ve sulama ağı genişletilerek proje güncellenmeli.
B) Su tutması uygun ve taşıması kolay yerlere gölet veya göletler yapılması.
C) Kooperatifleşmenin önü açılmalı. Gölete uygun olmayan fakat sondajla alınabilecek su, kurulacak kooperatifler aracılığı ile üretim alanlarına taşınmalı.
D) Deniz suyunun arıtılması. Bu son çare ama mecbur kalınırsa maliyetli de olsa yapılmalı.
Devlet aklı daha yaratıcı ve uygulayıcı olacağından fazlası mutlaka vardır diye düşünüyorum.
Yeter ki kuraklığın şaka olmadığını anlasınlar ve ciddiye alsınlar.