9.ncu dakikada sol kanatta Ferdi Kadıoğlu aldığı topu içeriye doğru çevirdi. Top düm düz Janvier'in ayağına geldi. Nasıl bir refleks ortaya koyduysa gerisin geriye Ferdi'nin koşu yoluna attı. Ferdi aldığı bu harika paylas ceza sahasına girdi, pasını verdi. Edin Dzeko topa dokundu ama kalecimiz Yusuf gole izin verdi.
Yazımın girişi tam da bu şekildeydi. Pozisyon pozisyon gidip maçın değerlendirmesini yapacaktım. Amaa...
Bu pozisyonun kahramanı Edin Dzeko, kolunda takımın kaptanlık pazubandını taşıyan Edin Dzeko 22.nci dakikada Agusto ve Efecan ile girdiği mücadele Efecan'a çok ciddi bir faul yaptı. Öyle pozisyon gereği varırsın adamın ayağına basarsın, tekme gelir cinsinden bir faul değil. Topu almış gitmekte olan rakip futbolcuya tekme atmak gibi bir faul. Pozisyon tam da bizim önümüzde oldu. Akan oyun içerisinde net sarıkart olarak değerlendirdim bende. Ama eve gelip de maçın tekrarını izlediğimde böylesi bir pozisyonun sarı kart ile geçiştirilmeyeceği kanaatine vardım. Tekmenin şiddeti ile Efecan'ın ayağının esnemesini o kadar net net görebiliyorsunuz ki. Futbol oynatmamak adına, rakibini sakatlamaya yönelik, kötü niyet ile yapılan bir hareket, sert bir faul var oratada. Kim ne derde desin. Bütün kural kitapları sarı kart gösterin dese de; Fubolcu sağlığını bile isteye tehlikeye sokan, kasten tekme atan bir oyuncuyu oyun içerisinde tutmayacaksın.
Nasıl ki; futbol oynatmamak adına, oyunu yavaşlatmak, rakibin hızlı hareket etmesini engellemek için elindeki topu rakibe vermeyen Ömer Hoca'ya direkt kırmızı kartı nasıl gösterdiyse sayın Atilla Karaoğlan, bu adama da gösterilecek. Gösterttireceksiniz. Çağıracaksınız kardeşim. Yürekli olacaksanız biraz. Sizin cesaretiniz, adaletiniz, hakkaniyetiniz ancak ve ancak bu kadar. Çok gördük geçirdik bu ve bunun gibi pozisyonları.
Hakem hatası olarak görmüyorum sakın yanlış anlaşılmasın. Riva'da VAR merkezinde oturan arkadaşların varlıklarını sorguluyorum. Bakınız 3 dakika izlenen gol pozisyonuna değinmeden geçiyorum. Yoruma açıktır. VAR olmasa 1-2 santimetrenin hesabını yapamaz yardımcı hakem. Olmasında zaten. Burun farkı ile, ayak ucu ile atılan goller ofsayt kararıyla geçersiz sayılmasın. Ki burada şunu de demeden geçemeyeceğim. Aynı pozisyon bizim lehimize gol olarak sonuçlansa, bu VAR daki arkadaşlar çizgileri üst üste bindirip golü iptal ederlerdi.
Ben şahsen kendi adıma söylüyorum. Kim ne hesap yapar bilmem, kimin nereden ne gibi kazanımları olacağı beni de ilgilendirmez. Sezon başında fikstürü elime aldığımda kadro değeri, ekonomik gücü, oyuncu profili gibi kriterleri göz önünde bulundurarak bu İstanbul takımlarına asla içeride dışarıda puan yazmam. Diyebilirsiniz maç masa başında kazanılmaz, sahada kazanılır. Mücadele ile kazanılır. Evet bu doğru bir tabirdir.
Futbolun gerçeği goldür ve biz oraya gol izlemeye gidiyoruz. Fenerbahçe hatırı sayılır derecede iyi oynamıştır. Gol atmıştır. O kadar iyi oynamışlardır ki 6 sarı kart ile maçı tamamlamıştır. Futbolcuların gayreti, VAR'ın yardımı, Hakemin insiyatifi ve içimizdeki Fenerbahçe sevici İrlandalı taraftarların desteği (6 Ekim Cuma akşamı yine takımınıza aynı ilgiyi göstermenizi bekliyorum) ile 3 puanı alıp İstanbul'a güle oynaya gitmişlerdir. Şöyle bir söz vardır. Savaşta kazanmak için her şey mübahtır. Yapılması gereken her şeyi yaptınız ve savaşınızı kazandınız. Tebrik ediyorum. Kesin bu sene şampiyonsunuz.