Her maçın ardından maçın değerlendirmesi, gördüğümüz ve sizden gelen sitem ve beğenileri dilimiz döndüğünce burada yazmaya çalışıyoruz. 8.nci haftanın açılış maçında temsilcimiz İstanbul ekiplerinden Vavacars Fatih Karagümrük'ü konuk etti. Maç öncesi taraftar teknik direktör Ömer Erdoğan'ı tribüne çağırarak moral verdi. Yine aynı şekilde her her maç öncesi olduğu gibi takımı çağırarak biz sizin yanınızdayız. Siz iyi oynayın, bizim için oynayın bu maçın alın dedi. Bunlar güzel şeyler. 8-10 belki de 15 kişilik bir Karagümrük taraftarı da tribünlerdeydi. 7 ve 6 puanlı iki takımın mücadelesinde ilk düdük ile birlikte kendi evi ve seyircisi önünde oynamanın motivasyonuyla Corenden Alanyaspor biraz daha baskındı. Ama pozisyon üretmek ve gol bulmak adına yapılan aslında öyle ahım şahım da bir çaba ve ayriyeten de beceriye sahip olmadığını gördük. Her geçen hafta düşen ve herkes tarafından da bariz olarak görülen bir oyun kalitesi mevcut. Geçen hafta Adana Demirspor karşısında hiç bir varlık ortaya koyamayarak 4 farklı skor ile mağlup olan takımdan beklenilen reaksiyonu ben şahsen sahada göremedim. Takımlar oynadıkça ligde kimin neler yapabileceği ortaya çıkıyor. Bunu görebilen teknik gözler, bilgi ve birikime sahip şahsiyetler benim kapasitem bu ve bunun daha fazlasını veremiyorum diyerek kendileri havlu atarak görevlerinden feragatlarını istiyorlar. Bu cesareti gösteremeyenler ise gidişatın iyi olmadığını görebilen yöneticiler tarafından gönderiliyorlar. 8.nci haftanın sonuna geldiğimizde Trendyol Süperlig'de mücadele eden takımlardan yedisinde değişim yaşandı. Emre Belözoğlu (Başakşehir), Erdal Güneş (Gaziantep FK), Çağdaş Atan Kayserispor), Fatih Tekke (İstanbulspor), Hüseyin Eroğlu (Samsunspor), Tolunay Kafkas (Ankaragücü) ve son olarak da Şenol Güneş (Beşiktaş) görevlerinden ayrılan teknik adamlar. Gelinen bu noktada transfer yapılamadığı için en hızlı verilebilecek aksiyon hoca değişimi olarak görünüyor. Aslına bakılırsa yapılacak olan hoca değişimi değil de, oyuncu profili, fiziki beceriler, stratejik kabiliyetler gibi kriterler göz önüne alınarak sistem değişikliği yapılması. Sanki Hoca bu hafta bunu biraz denedi gibi. İlk defa Fatih Aksoy'u onbir de oyuna alarak pasla çıkmak gibi düşünce içerisindeydi. Fatih de elinden geldiğince bunu yapmaya çalıştı. Ama bu sistemi denemek de takibiki bir seçenek ancak, en basit olarak oyuncular bir birlerine yakın oynamadıkça, beraber hücum yapıp, beraber savunmaya dönmedikçe bir anlam ifade etmiyor. 1-2 kişinin kondisyonu düştüğü vakit takım sendeliyor, sistem çöküyor. Topu şişirmeler başlıyor, bireysel mücadeleler ön plana çıkıyor. Ömer Erdoğan maç sonu röportajında "Ciddi konsantrasyonla oynayan bir Alanyaspor'u bugün sahada gösterdik ve galibiyeti elde ettik. Hepsine çok teşekkür ediyorum. İçeride kayıpsız, dışarıda ise toplayabildiğimiz kadar puan toplayarak hedefimize ulaşmak istiyoruz" demiş. Ben bir hedef göremedim sayın hocam. 3-1'den maç veren, rakip kaleye şut atamadan maç bitiren, pozisyon üretemeyen ve seyir zevki vermeyen bir haldesiniz. Ki; Sayın Başkan bile maçın son anlarında o kadar sinirlendi ki kalkıp gitti. Bu sinirin açılımını önümüzdeki milli maç arasında göreceğiz. Mutlaka bunlar konuşulacak, netleştirilecek. Belki hocadan milli maç arasında takımı derleyip toparlaması istenecek. Bir şans daha tanınacak. Ne olacak, neler yapılacak, teknik heyette mi, oyun sisteminde mi, nerede nasıl bir değişim olacak, nasıl bir toparlanma olacak bilemiyorum. Ama bir değişim şart.