Her afet sonrası ağlıyoruz, şehirlerimiz enkaza dönüşüyor, binlerce insanımızı da kaybediyoruz.
Her afet sonrası ağlamamız 3-5 ay sürüyor, içimiz yanıyor, sonra eski günlere geri dönüyor, geçmişte kaybettiklerimizi de unutuyoruz.
Hiç bir şey olmamış ve olmayacak gibi hareket etmeye devam ediyoruz.
1999 yılındaki Gölcük depreminden ders çıkaramadık ama İnşallah, 2023 Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 10 İl'de yıkıma yol açan bu depremden ders çıkartırız.
Her afet bize bir ders veriyor ama biz bu derse iyi çalışmıyor, çalışamıyoruz. Her ne hikmetse enkaz altından çıktığımızı unutuyor, çıkarttığımız insanları hafızalarımızdan siliyoruz.
İnsanlarımızın göz göre göre ölmelerine önlem almalıyız. Şehirlerimizi depreme dayanıklı hale getirmeliyiz.
Binalar inşa ederken, o konutlarda bir canlının yaşayacağını unutmamalıyız.
Deprem riski olan veya olmayan her şehri de deprem riski varmış gibi görüp, o şekilde inşa etmeliyiz.
Bugün Türkiye'nin deprem riski en az şehirlerinden birisi Alanya.
Biz Alanya ölçeğinde olası depreme çok iyi hazırlanmalı, şehrimizi o şekilde de hazır hale getirmeliyiz.
Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel'in deprem zirvesinde uzman isimleri biraraya getirip, alınabilecek önlemleri masaya yatırması çok önemli ve isabetli bir karardır.
Bu konuda Alanya Belediyesi'nin öncülüğünde bu zirve her ay yapılmalı.
Uzman isimlerin de onay verdikleri projeleri çok iyi denetleyip, o binaların depreme dayanıklı inşa edilip, edilmediği konusunda sorumlu olduklarının bilincinde olmalarında yarar var.
Bu şehirde yapılaşmada sorumluluk sadece Alanya Belediyesi'nde değil; projeyi hazırlayan, imza atan ve onay veren herkes o binanın inşasında sorumludur ve sorumluluk içersinde hareket etmelidir.
Alanya Belediyesi'nin de o binaları denetlemesi gerekiyor.
Yapı Denetim şirketleri de binanın zemininden, bitimine kadar bu inşaatların inşasındaki sorumluluklarını bilip, demirinden, betonuna, kolonundan, kirişine kadar depreme dayanıklı olup, olmadığını çok iyi irdelemeli, uygunsuz konulurda da onay vermemelidir.
Her sorumlu insan, o binada kendi eşi, çocuğu, anne ve babası oturacak gibi denetim yapıp, sorumluluğunu tam anlamıyla yerine getirmelidir.
Alanya'da 1999 yılı öncesinde binalarda oturan insanlara da önemli görevler düşüyor.
Eğer binamızda bir risk görüyorsak, depreme dayanıksız olduğundan şüphe duyuyorsak, ilgili kurumlara bir dilekçe sunup, risk analizi isteyelim.
Bir yıl kirada oturacağız diye oturduğumuz binada göz göre göre göre ölümü de beklemeyelim.
Binanızda risk varsa, analiz yapılmasını isteyin, ilgili kurumlar analizini yapsın, risk varsa boşaltıp, kentsel dönüşüm projesi ile evimizi yenileyip, daha sağlıklı ve depreme daha dayanıklı evde oturalım.
Siyasiler de aklını başına alsın. Bir şehrin değişimi ve dönüşümüne karşı çıkmasın.
Kentsel Dönüşüm Projeleri'ne karşı çıkmak, insanın yaşamına karşı çıkmak demektir. Kentsel Dönüşüm Projeleri'ne onay verelim ki, şehrimiz depreme daha dayanıklı hale gelsin.
Dün Hatay'da kentsel dönüşüme karşı çıkan siyasiler, bugün elbette utanç duyuyordur, gelin siz Alanya'da utanç duyacak işlere imza atmayın.
Cumhuriyet Mahallesi'ndeki Kentsel Dönüşüm Projeleri'nin önüne engel olmayın, önündeki engelleri kaldırın.
Alanya'daki o projeye dün rantsal diyordunuz ama o projelerin rantsal değil, bir can meselesi olduğunu bugün Hatay'da çok iyi görüp, anladığınıza inanıyorum.
Kısacası elbirliği ile Alanyamızı olası deprem riskine karşı hazırlayalım. Siyasi parti ayrımı yapmazsızın insanlarımızı göz göre göre ölüme terk etmeyelim. Bugün bunu yapalım, çünkü yarın geç olabilir.
Yarın önlem için geç olabilir, şimdi hemen bu konuda çalışmalara başlayalım. Elbirliği ile geleceğimizin çocuklarını enkaz altında kalmasına müsade etmeyelim, yarının Alanyasını depreme hep birlikte inşa edelim.