Kahramanlar tarih yazar, kahramanları tarih yazar! Tarihin şanlı Türk’ü Mustafa Kemal Atatürk 10 Kasım 1938 yılında 9.05 sularında sonsuzluk uykusuna yattı. Üzerinden seksen iki yıl geçmesine rağmen hala gönüllerde. Zaman çarmıha çekildi, onun sevgisi sonsuza kadar milletinin kalbine mühürlendi. Her kelimesi nasihat sayılacak kadar dahice, her davranışı ise birer dersti. Ülkeyi zehirli sarmaşıklardan (dış mihraklardan ) temizlediği gibi, ülkesine güneşi de hediye etti adeta. Osmanlı’nın zor günler geçirdiği vakitte O, cesur kalbiyle ülkesinin imdadına yetişmese kim bilir neler olurdu? Düşünmek bile korkutuyor aslında. Tarih kitaplarının daimi misafiri, ülkesinin gurur kaynağı ve düşünüyorum da tüm güzel kelimelerin en çok yakıştığı adamdır Atatürk. Yaptıklarını sizler benden iyi bilirsiniz, değil mi? Aslında her Türk Anıt Kabir’i bir gün muhakkak ziyaret etmeli. Evlatlarını milli ruhta büyüten aileler, ülkesine güzel bir miras bırakır sorgusuz sualsiz. Duymayan kalmadı sanırım, ama paylaşmadan geçmek istemiyorum. Atatürk’ün ‘’ Azerbaycan’ın sevinci bizim sevincimiz, kederi de bizim kederimizdir ‘’ cümlesini her Azerbaycanlı bilir. Bugünlerde biz de Kurtuluş savaşı veriyoruz. Ve, Pazar günü müjdeli bir haberle hepimiz yeniden doğduk adeta. Şuşa 28 yıl sonra vatanına kavuştu, esareti bitti. Bu yolda sonuna kadar yanımızda olan Türk kardeşlerimiz bizi gururlandırıp, onurlandırdı. Düşmana karşı yek olmamız bir daha gösterdi ki et tırnaktan ayrılmaz. Bugün 10 Kasım, saat 9.05. Atatürk ölümsüzlüğünün yıl dönümü. Anlatmaya kalksak sayfalar, konuşmaya başlasak saatler yetmez. Dünyadan asalet örneği, cesaret timsali geçti. Ne mutlu bize, ne mutlu Türk’üm diyene Paşam. Saygı, minnet ve sevgiyle…