Sağlıklı beslenmek ne yediğini bilmekle başlar. Ancak içeriği karmaşık olmayan ve doğal gıdalar içeren bir beslenme tarzı sağlıklı olabilir. Kimyasal katkılardan, yapay boyalardan, kimyasal ve yapay tatlandırıcılardan kaçınmak için işlenmiş gıdalardan uzak durmalıyız. Bunun yolu bütün gıdalarımızı kendimizin hazırlaması ile veya araştırıp ürünlerinin içeriğinden emin olmadığımız hiçbir kurumdan gıda alışverişi yapmamakla mümkün olabilir. Gıda üretimi yapan firmaların ve restoran benzeri kuruluşların, saygın ve akredite kurumlardan aldıkları kalite belgeleri, hijyen belgeleri ve helal belgeleri içerik açısından fikir verebilir. Bunların haricinde tüketici olarak ne satın aldığımızı bilme hakkımız vardır. Her ürünün her detayını sorgulayabilir, araştırabilir ve emin olmadığımız her konuda üretici firmalara ürün içeriğinin her detayını sorabiliriz. Tüketicilerin temiz, doğal ve sağlıklı gıda arayışı üretici firmaların tüketici dostu ve sağlıklı gıda üretimi yapmalarını teşvik eden en önemli motivasyon kaynağıdır. Bilinçli gıda tüketicisi satın aldığı gıda ürünün içindeki her detayı merak eden ve öğrenendir. Unutmayalım ki ne yediğini tam olarak bilmeyen sağlıklı beslenemez.
Sağlığımızı korumak, yüzlerce önlenebilir ve ölümcül hastalıktan kurtulmak için;
· Öncelikle sağlıklı gıda seçimi konusunda anlaşılır ve özlü bilimsel kaynakları, eserleri araştırmalı, okumalı, biraz zahmete katlanmayı göze alarak temel sağlıklı beslenme kavramlarını doğru kaynaklardan öğrenmeliyiz. ‘Kilo verme ve sağlıklı yaşam sırları’, ‘70 Adımda Sağlıklı Beslenme’, ‘Kaşığında ne var?’, ‘Fark etmeden yediklerimiz’ gibi bana ve muhterem Prof. Dr. Fatih Gültekin hocama ait bu eserler önerilebilir.
· Sonra; ‘Gıda Katkı Maddeleri’ ve benzeri aplikasyonları kullanarak, teknolojinin yardımı ile alacağımız ürünün içeriğini sorgulamayı, muhtemel sağlık risklerini araştırmayı alışkanlık haline getirmeliyiz.
· Son olarak, sağlıklı beslenmek ve hastalıklardan korunmak amacımızın önünde gördüğümüz her engeli üretici firmalarla, kamu otoriteleri ve yetkilileri ile, denetleyici kurumlarla paylaşmalı ve çözüm aramalıyız. Kamuoyu duyarlılığı, tüketici hassasiyeti ve toplumsal tepkiler sağlıklı gıda üretimini daha mümkün hale getirebilir.
Bütün bunları yaparken ve sağlıklı beslenmeye çalışırken güvenilir, bilimsel ve saygın kaynaklara itibar etmeliyiz. İnternette ve sosyal medyada kaynağı belirsiz ve şaibeli olarak dolaşan binlerce tutarsız beslenme paylaşımlarına mesafeli yaklaşmalıyız. Her duyduğumuza inanmadan ve bilimsel bir bakışı daima muhafaza ederek sağlıklı beslenmek için çaba sarf etmeliyiz. Ramazan ayı vesilesiyle, ibadet niyetiyle kurduğumuz sofralardaki hassas yaklaşımımız, bir taraftan da bize ne yediğimizi sorgulama, temiz ve sağlıklı olan gıdayı seçme
alışkanlığı kazandırıyor. Böylelikle ideal beslenme biçiminin ilk adımını atmış oluyoruz. Diğer adımlara devam edeceğiz.