Modern dönemde; gıda içeriklerinin giderek daha karmaşık hale gelmesi, gıda katkı maddelerinin kullanımında sayının ve miktarın giderek artması, genetiği değiştirilmiş gıda ve yapay gıda üretiminin yaygınlaşması için dünya genelinde yapılan çalışmalar gibi birçok durumun sonucunda sağlıklı beslenmek giderek zorlaşmaktadır. Oysa bizim iddiamız sağlıklı beslenmenin çok kolay olduğu ve basit beslenme prensipleriyle hastalıklardan korunmanın mümkün olduğu yönündedir. Basit, sade, pratik, uygulanabilir ve sürdürülebilir beslenme prensiplerini bir yaşam tarzına dönüştürmek ve bu sayede sağlıklı yaşamak yönündeki tezimizi bilimsel araştırmalarımızla ve makalelerimizle destekleyerek sunuyoruz. Bütün bunları beslenme biyokimyası ve canlının işleyiş mekanizmalarına göre detaylı inceleyip çıkarımlara varıyoruz. Bu sayede, bize şimdiye kadar önerilen birçok beslenme tavsiyesinin eksik, yanlış, mesnetsiz, ezbere dayalı veya yetersiz olduğunu da görmüş oluyoruz. Günümüzdeki karmaşık beslenme içerikleri, aşırı (ultra) işlenmiş gıdaların çokluğu ve fast-food beslenmeye dayalı yaşam tarzı bizi ümitsizliğe itmemelidir. Beslenme hakkında temel bir bilgi düzeyine ulaştığımızda kendi bedenimize, ihtiyaçlarımıza ve yaşam tarzımıza göre sağlıklı ve bireysel bir beslenme düzeni kurmak kolaydır. Dayatılan beslenme içeriklerine ve düzenlerine karşı durabiliriz. Bunun için ihtiyaç duyduğumuz bütün bilgiler; ‘7’den 70’e her yaştan insana’ kolay anlaşılır ve uygulanabilir biçimde; ’70 Adımda Sağlıklı Beslenme’ kitabımızda sunuluyor.

“Ne yersen O’sun” ibaresi yabancı bir atasözünün tercümesidir. Hikmetli bir söz olması sebebiyle kaynağına takılmadan üzerinde düşünmemiz gereken bir ifadedir. Dünyaya 3,5-4 kg olarak gelen bir insan evladı anne sütüyle başladığı beslenme serüveniyle yetişkin hale gelene kadar 60-70 kg olurken, ilk baştaki 3,5-4 kg’lık bedeninden geriye kalan ve değişmeyen miktar bu 70 kg’ın içinde % 1 civarının bile altında olabilir. Yani yetişkin bir insanın bedeninin % 99’undan fazlası doğumdan sonra oluşuyor. Bu beden yapısını oluşturan yapı taşları ise beslenme sayesinde elde ediliyor. Ayrıca davranış, öğrenme, bellek ve karakter üzerinde beslenmenin ve gıdaların etkileri olduğuna dair çok sayıda özgün ve güncel bilimsel araştırma mevcuttur. Günümüzde hiperaktivite, depresyon ve benzeri psikiyatrik hastalıkların sıklığının giderek artmasının altında yatan sebepler arasında, çeşitli beslenme içerikleri ve gıda katkı maddeleri de suçlanmaktadır. Dolayısıyla insan hem cismen hem de duygu durum açısından yediklerinden çok ciddi düzeyde etkilenmektedir. Bütün bu gerçekler “Ne yersen O’sun” ibaresini doğrulamaktadır. ’70 Adımda Sağlıklı Beslenme’ Kitabımızda bu konuda çok sayıda özgün ve çarpıcı bilimsel araştırmadan bahsedilmektedir.