Bağırsaklarımızda bulunan ve sayıları çok fazla olan faydalı mikroplar bir araya gelerek mikrobiyotayı oluştururlar. Bahsi geçen faydalı mikroorganizmalar bütünü artık günümüzde ayrı bir organ gibi değerlendirilmektedir. Hastalıkların tanısında ve tedavisinde bağırsaklarımızdaki bu faydalı mikropların yeterli sayıda ve kendi içinde dengeli biçimde olması önemsenmektedir. Bu sebeple dışkıdan yola çıkarak analiz yapılabilmekte ve bu mikropların sayısında, dengesinde sorun varsa çözüm araştırılmaktadır. Hatta çok ciddi hastalıkların tedavisinde dışkı nakli uygulanmaktadır. Faydalı bağırsak mikroplarının dengesini ayarlayan ve belirleyen en önemli unsur doğal, dengeli ve sağlıklı beslenmedir. Sonuçta bağırsak sağlığını ve onunla bağlantılı olarak biyolojik ve psikolojik sağlığı korumaya dönük en önemli unsur sağlıklı beslenmedir. Ülkemizde bu konular yeni olmakla beraber, Dünyada modern tıbbın en önemli araştırma alanlarını oluşturmaktadır. Mikrobiyota ve beslenmenin sağlığa etkileri, hastalıklarla ilişkisi gibi konuları çok detaylı ele alan bir eser ihtiyacı bulunmaktaydı. Ülkemizde ve Dünyada bu alanda kaynak teşkil edecek kapsamlı eser ihtiyacını karşılamak için çok geniş bir ekiple önemli yeni bir kitap yayınladık. İçinde bizler de Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi’nden beslenme çalışan öğretim üyeleri olarak gıda katkı maddelerinin mikrobiyotaya etkilerini yazdık. ‘Mikrobiyota, Probiyotikler ve Akılcı Beslenme’ isimli bu kitap uluslararası nitelikli Nobel Akademik Yayıncılık tarafından basıldı. İlgili olan tüm okurlara ve bilim dünyasına faydalı olacağına inanıyorum.
Geleceğin sağlıklı yaşam sırlarının ve ilgili araştırmalarının kapsamlı, ansiklopedik şekilde bir araya getirilmesinin amaçlandığı bu kitapta, mikrobiyotanın klinikte ilgili olduğu hemen hemen bütün konulara değinilmektedir. Ayrıca kitapta, probiyotikler ve probiyotiklerin klinik spektrumlarda kullanımlarıyla ilgili bilgiler de en son güncel hâlleriyle sunulurken; probiyotiklerin ve akılcı beslenmenin farklı uygulama alanları da art arda sıralanmaktadır. Mikrobiyota ve probiyotiklerin sağlık ve hastalıklar üzerindeki etkileri bilinmekle birlikte hâlâ cevabı aranan pek çok soru da bulunmaktadır. Türkiye’de mikrobiyota konusunda çalışmalara başlanmış olmakla birlikte altyapı ve standardizasyon sorunları çözülememiştir ve birçok açıdan regülasyon gereksinimine ihtiyacı vardır. Zira bu alanın ülkemiz için stratejik bir önemi bulunmaktadır. Hızla değişmekle birlikte hâlen beslenme alışkanlığımız Batı ülkelerinden farklıdır. Bu nedenle kendimize özgü bir bağırsak bakteri yapımız olması muhtemeldir. Bu konu üzerinde yapılacak çalışmalarla bize özel tanı ve tedavi yöntemleri geliştirilebilir. Son bilgilerin, deneyimlerin ve gelinen noktanın farklı uzmanlık alanlarında görev yapan hocalar tarafından ele alındığı Mikrobiyota, Probiyotikler ve Akılcı Beslenme kitabı; Türkiye’de neler yapılabileceği, kimlerin ne şekilde rol alacağı, nasıl çalışılması gerektiği konularında paylaşımlar ve planlamalar yapılmasına da vesile olacaktır. Tüm okurlarına faydalı olması temennisi ve ümidiyle... Sağlıkla kalın. Saygılarımla