Siyaset hizmete aracı bir kurumdur. Böyle bakınca halkın ne gibi hizmetler istediğini bilmek siyasetçinin işini kolaylaştırır. Hatta bunun için kamuoyu yoklamaları falan yapılır. Son zamanlarda halkın düşüncesini merak eden araştırmalara yönelik bir çekinceme oluştuğunu görüyoruz.
Şimdi size bu konuda yaptığım bir sosyal deney, haberci deneyimini aktaracağım.
Malumunuz yerel seçimler var. Gazetemiz haber merkezi olarak yerel seçim öncesi kentin sorunları ve beklentiler hususunda görüşler almak üzere bir çalışma yaptık. Alanya’daki stk temsilcilerini aradık ve başkanlara dedik ki: ‘Sizce kentin en önemli sorunu nedir? Belediye Başkan Adaylarından ne bekliyorsunuz?’
Sorunuza istediğimiz basit cevaplardı ancak onu bile alamadık. Altı üstü ‘Tahayyül’ edip bizimle paylaşılmasıydı. Cevap ararken beklentimiz, kimseye zarar verip zor durumda bırakmak değildi. Önlem olarak ‘aday ismi zikrettirmedik. İsim yoksa sorun da yoktur mantığı ile.
Alanya’da nasıl bir belediye başkanı olmasını istersiniz? sorusuna ne STK’lar, ne diğer kurum temsilcileri bir fikir vermedi. ‘Biz bir şey söylemeyelim’ diyenler çoğunlukta idi.
Esnaf tarafı ‘denetlenirsem ceza yazarlar’ endişesi taşıyordu. STK’lar ‘Aman iyi geçinelim kriz çıkmasın’ telaşında idi. ‘Bu memleket için fikriniz yoksa neden bu şehrin oksijenini tüketiyorsunuz?’ diye insana sormazlar mı?
Tabi aba altından dikenli limon sopası gösteren olduysa bilemem…
Kişileri değil fikirleri savunursanız ya da eleştirirseniz (kişiler - makamlarda oturanlar) kimse düşmanınız olmaz, aksine doğruya daha kısa sürede kavuşurlar.
Eleştirdiğiniz bir yanlış varsa söyleyin, ama doğru varsa onu da gür bir sesle söyleyin. Hem yanlışı hem doğruyu söylerseniz zinhar güvenilirliğinize zeval gelmez.
Ama ‘çıplak kralın üstünde ipek kaftan var’ demek, algı yaratmak ne kadar yanlışsa, yanlışı söylememek de o kadar yanlıştır.
Yoksa sizin fikrinizde mi çıplak? o krallar mı çıplak anlaşılmaz.