22 Nisan'da 'Yaz gelmeden bu ne hal' diyerek yaşanan kuraklığa dikkat çekmek için Demirtaş Çayı'nın fotoğrafını paylaşmıştım.
Nisan'da kuruması an meselesi olan çay malesef Mayıs'ta kurudu.
İyice azalan su sahile doğru indikçe batıyor.
Daha yaz gelmedi.
Bunun Ağustos, Eylül, Ekim'i var.
Yağmur yağmaz ise Kasım'ı var.
Nisan'ı zaten kurak geçirdik.
Damla yağmur yağmadı.
Eskiden Nisan yağmurları olurdu, şifalı diye içer yıkanırdık.
Mayıs'ta uzun bacaklı ve ekin ıslatan yağmurları yağardı.
Şimdi her şey eskiden oldu.
Sahile doğru Demirtaş Çayı kurudu.
Yukarıya doğru sanki çok mu iyi.
Çamlıca, Tırılar, Sapadere, Fakırcalı mahallelerinde kısmen dereler akıyor olsa da yazın kuruyacak.
Kurumama ihtimali hiç yok.
Çünkü yüzlerce dalgıç derelerden su çekiyor.
Eylül-Ekim'de sondaj kuyuları kurudukça bahçe sahipleri derelere yüklenecek.
Binlerce dönüm avokado bahçesi ve muz serası nasıl sulanacak bilemiyorum.
İnanın durum çok vahim.
Pandemiden dolayı tarım yatırımları arttı.
Tamam, bir metre kare boş yer kalmasın.
Verimli topraklarımız ekilsin dikilsin.
Ama su yok.
Kuraklık her geçen yıl etkisini artırıyor.
Susuz ve bilinçsiz tarım olmaz.
Dere yataklarına, sondaj kuyularına güvenmeyin.
Bu işin sonunu iyi görmüyorum.
Benden söylemesi.