Seçimin yaklaşması ile birlikte ‘Öz hemşehri’ dernekleri yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Sadece Alanya özelinde değil Alanya gibi kozmopolit yaşamın olduğu kentlerin tamamında durum aynı. Şehrinin nüfus yoğunluğuna ticaretteki ağırlığına göre pozisyon üretme çabasına olmak telaşı var.
Alanya’da en kollektif yapıya sahip olan şüphesiz Karadenizliler Derneği. Birinin hakkıysa bu önce Karadenizlilerin hakkıdır. Neden bizim neyimiz eksik der gibi diğer şehir derneklerinin mensupları. Çünkü dün olduğu gibi bugünde kuruluşundan itibaren ALKARDER Alanyalının dahi bilmediği en ücra noktalara ulaşıp asla teşhir etmeden her yıl binlerce aileye iaşe yardımında bulunuyor. Hatta geçmiş yıllarda derme çatma enkaza dönüşen harabeden yaşayan 3-4 aile için imece usulü anahtar teslim ev dahi yapı. Üstelik bunları mümkün mertebe duyurmaya gayret ederek hayata geçirdi. Dolayı ise kent yaşamı ile iç içe kendine biri gibi görerek sosyal faaliyetlerini sürdürürken aynı zamanda kendi üyeleri için kültürel etkinlikler ve son olarak hamsi şenliği ile şehri namı ülke sınırlarını aşan Eminönü ’deki balık ekmek nostaljisini yaşattı. Şehir ile dertlenen bir yapıya sahip olan Karadeniz ahalisinin kent yönetiminde de yer alması kadar doğal bir durum yok. Üstelik tüm siyasi partiler buna cevaz verebilir.
**
Gel gelelim 81 vilayetten insanın yaşadığı Alanya’da bizim şehrimizin kütüğüne kayıtlı 12 bin, bizimkine kayıtlı 9 bin, e o şehirden meclise birini yazıyormuşsunuz bizimde 5 bin oyumuz var bak yazmasanız öteki partiye gideriz gibi mutlaka siyasi partilere talepler gelecektir. Son dönemde hemşehri derneklerinin sağa sola ziyaretleri ‘düğün değil bayram değil halam beni niye öptü’ deyimin tam karşılığı oldu. Sahi seçim sath-ı maili öncesinde bu dernekler nerede ne iş yapıyorlardı da şimdi bahar görmüş gelincik çiçeği gibi açıldı.
Siyasiler liste organizasyonu yaparken üst perden gelen taleplere sıcak bakıp onay verirse kuyruğu kaptırır.
**
Kusura bakmayın kimse ‘süs biberi gibi oturup, emme basma tulumba gibi kafa sallasın ya da ipi çekilince evet-hayır desin’ diye oy vermiyor. İktidar ise proje üretsin, muhalefet ise proje önersin bir yandan da denetlesin. Yapılmayanı eleştirmekle kalmasın nasıl yapılması gerektiğini de önersin. Doğru yapılan işin uzun vadede nasıl daha faydalı olacağına anlatsın diye oy veriliyor. Salt siyasi fikre göre davranmamalı.
Kişinin nereli olduğundan ziyade şehre, ülkeye ne katabilecek. Ne gibi yararlı fikirleri var onu göz önüne almak gerekiyor. Fikir sahibi olmayan meclis üyeleri belediye başkanlarının işine gelir gündeme katkı koyamayacağı için her madde kolaylıkla geçirilir.
Düzenli meclis toplantısına katılmayanlara yönelik bir yaptırım olmalı. İlçe başkanlıkları bu konuda meclis üyesi adaylarının tamamında imzalı kağıt almalı. Seçildikten sonra bir daha meclise katılmayan, katılıp ağzının bıçak açmayanlara yer verilmemeli. Faydası olmayanın istifası işleme alınıp katkı sunacak olan mecliste görev alması sağlanmalı. Gerçekten hasta olup mazereti olana geçmiş olsun. Ayda bir gün yapılan toplantıya bir türlü sonu gelmeyen mazeret! bildirip katılmayan ama bahane ettiği mazereti ticaretini vs diğer işlerine mani olmayanlara güle güle diyebilecek cesareti göstermeli hem siyasi partiler hem belediyenin ilgili birimleri vesselam.
*