İşimiz gereği sürekli oradan oraya gittiğimiz için sıklıkla otobüslerin içerisinde bulunuyoruz. Otobüs hatları ile ilgili tartışmaya farklı bir izlenimle yaklaşıyorum. Geçen gün otobüse bindiğimde 2 otobüs şoförünün tartışmasına şahitlik ettim. Bir diğeri onun yolcusunu almak için diğerinin önüne geçti ve yolcuyu aldı. Bu sefer kırmızı ışıklarda yan yana gelen muhteşem ikili şoförlerimiz camlarından laf dalaşına girdi. O ona adam değilsin. Ana bacı söverken, verip veriştirirken arkada çoluk çocuk, yaşlı kadın kimseye aldırmadan, ağzına geleni söyledi şoförümüz. Bu ne fütursuzluk be adam. Sen arkanda taşıdığın insanı hiçe sayıp ağzını küfürle dolduruyorsun. Sonra da vay efendim neden bizi şikayet ediyorsunuz. Niye etmeyelim? Ayıp değil mi? Sen güzelim turizm cenneti Alanya'da gelmişsin mis gibi işin var hayatını geçiriyorsun ama sonrada onca insanın içerisinde küfürler yağdırıyorsun. Bu da yetmezmiş gibi birde sonra başka bir yaşlı amca sana soru sorduğunda da azarlayıp adamı geri çeviriyorsun. Bu mudur senin adamlığın diye sorarlar sana. Adem Başkan'ın bir sözü aklıma geliyor bunları gördüğümde. 'Bir anneyi bebeğiyle birlikte 15 dakika soğukta bekleterek içeri almayacak şoför lazım değil. İnsanlara hakaret eden şoförler lazım değil. Burası bir turizm bölgesi. Bu şehre çok farklı diller konuşan insanlar geliyor. Onlara nezaket ve hürmet gösterecek şoförler lazım. Konuşmasını bilmeyen insanlar bu otobüsleri süremez.' Ağzına sağlık başkanım. Bu memlekette bizler kimseyi ayırt etmiyoruz. Tek istediğimiz o otobüse bindiğimizde karşımızda ki şoförün ılımlı olması.