Koronavirüs, tüm dünyayı etkisi altına alırken, psikolojileri de alt üst etti. Uyarılar makul düzeyde yapılmasa, bazı güruhlar delirmemiz için çabalıyorcasına, yanlış bilgileri sosyal medya üzerinden paylaşıyor, kulaktan dolma bilgiler ışığında hareket ediyor ve insanları kaygıya sürüklüyor. Bir deli kuyuya bir taş atıyor onbinlercesi de peşinden gidiyor. Yapmayın.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, anlık bilgi akışını doğru sağlayabilmek adına gecesini gündüzüne katarken, sosyal medya üzerinden paylaşımlarını da aksatmıyor. Bakanın izlediği yolu doğru buluyorum. Ancak kendi kendimize yaptığımız bazı yanlışları da görmezden gelemiyorum.
Delirmeyin, delirtmeyin. Tedbirler ve önlemler bu kadar geniş kapsamlı iken, sizlerde kendinizi ve ailenizi önemsediğiniz sürece, sakince atlatabileceğimiz bu illeti, kaos varmış gibi empoze etmeyin kendinize de, çevrenize de. Yayılan saçma sapan bilgiler sebebiyle, en ufak bir boğaz ağrısı 'acaba?' sorusunu akıllara getiriyor. Elbette temkinli davranmak da fayda var ama; virüsü atlatmamızın ardından, psikolojik açıdan hiçbirimiz iyi durumda olmayacak gibiyiz.
Virüs gidecek, geriye psikolojide derin izler kalacağa benziyor. Korona Türkiye’de 'obsesif' bir grubu bırakıp, ülkeyi terk edecek. Şimdi işin özü şudur, hijyene, temizliğe dikkat edeceğiz. Fellik fellik sokaklarda gezeceğimize evimizde oturup, korona belasının etkisini kaybetmesini bekleyeceğiz. Bana bir şey olmaz demek kadar felakete gel diyen başka bir cümle yok, bunu da aklımızdan çıkarmayalım.
Sana bir şey olmaz belki ama ya sevdiğine bir şey olursa...?