Gerçek zaman ve zihinsel zamanımız çok farklı şeylerdir.Zaman şaşırtıcı ve büyüleyici bir olgudur.Einstein zamanın göreceli olduğunu, yerçekimi ve ivme nedeniyle yavaşladığını kanıtladı. İnsanlar yaşlandıkça zamanın çok daha hızlı geçtiğini ifade eder.Einstein'ınbilimsel olarak açıkladığı izafilik teorisi insanın yaşamında zamanın göreceli olduğunu sezgisel olarak farkına varmasıyla hayat bulur.
Yaşlandıkça genellikle zamanın daha hızlı geçtiğini hissedebiliriz. Bunun nedeni, ölçülebilir saatin insan zihninin algıladığı zamanla aynı olmamasıdır.“Zihin zamanı” bir dizi görüntü - imgedir, yani duyu organlarından gelen uyaranlarla beslenen doğanın yansımalarıdır. Yaşla birlikte değişen çeşitli fiziksel özellikler nedeniyle zihinsel görüntülerdeki değişikliklerin algılanma hızı birlikte azalmaktadır.
Prof. AdrianBejanfizik ilkeleriyle görsel imgeler üzerine yaptığı çalışmada zamanla, görsel bilgiyi işleme hızımızın yavaşladığını ve yaşlandıkça zamanı 'hızlandıran' şeyin bu olduğunu varsaymıştır. Araştırmasında yaşlandıkça, beynimizdeki nöron ağlarının boyutunun ve karmaşıklığının arttığını, elektrik sinyallerinin daha uzun mesafeleri kat etmesi gerektiğini ve bu nedenle sinyal işlemenin daha fazla zaman aldığını savunmaktadır. Ayrıca yaşlanma, sinirlerimizde elektrik sinyallerinin akışına direnç sağlayan ve işlem süresini daha da yavaşlatan bir hasar birikmesine neden olmaktadır. Bejan, daha yavaş işlem sürelerinin daha az “saniyede kare” algılamamıza neden olduğunu aslında her yeni zihinsel görüntünün algılanması arasında daha fazla gerçek zaman geçmekte olduğu için zamanın daha hızlı geçiyor olduğunu savunur. İnsan gençken, gerçek zamanın her saniyesi çok daha fazla zihinsel imgeyle doludur. Saniyede binlerce görüntü yakalayan ağır çekim bir kamera gibi, zaman daha yavaş akıyormuş gibi görünür.Bejan “İnsanlar, gençliklerinde sonsuza kadar sürecekmiş gibi görünen günlerden ne kadar çok şey hatırladıklarına genellikle şaşırırlar. Aslında buradaki durum deneyimlerinin çok daha derin veya daha anlamlı olması değil, sadece hızlı bir şekilde işleniyor olmaları.” diyerek açıklamaktadır bu durumu.
Zihin zamanı ve saat zamanı tamamen farklı iki şeydir. Değişken hızlarda akarlar.Fiziksel zaman, zihin zamanı değildir. Sizin algıladığınız zaman ile başkaları tarafından algılanan zaman aynı değildir.Zaman zihin gözünde oluyor. Beynin karşılaştığı ve düzenlediği zihinsel görüntülerin sayısı beynimizin durumu ile ilgilidir. Yaşlandıkça, görme, beyin karmaşıklığı ve daha sonraki yaşamda bilgiyi ileten yolların bozulması dahil olmak üzere çeşitli dönüştürücü fiziksel özellikler nedeniyle zihinsel görüntülerdeki değişikliklerin algılanma hızı azalır. Ve görüntü işlemedeki bu değişim, zamanın hızlandığı hissine yol açar.
Gençken birçok yeni uyaranla karşılaştığınızda her şey yenidir ve zaman aslında daha yavaş geçiyor gibi görünüyor. Yaşlandıkça, zihinsel görüntülerin üretimi yavaşlar ve zamanın daha hızlı geçtiği hissini verir.
O zaman yaşaldıkça zamanın hızlanmasını değil, geçmişimizdeki deneyimlerimizi hatırlayıp, halen neyi üretip üretemediğimizin sorgulaması yaparak yaşamımıza yaşlandıkça zaman hızlı geçiyor yerine anlam buluyor diyebilmek umuduyla…