“Kutsal kitap: ‘İlk insan cennetten kovuluncaya kadar mutluluğunu sağlayan şey, çalışmaması, boş durmasıydı’ der. Cennetten kovulan insanda boş oturma sevgisi aynı şekilde kalmıştır, ama uğradığı lanet hala üzerine bir yüktür; bunun nedeni de yalnız ekmeğimizi ter dökerek elde etmek zorunda olmamız değildi; benliğimizin moral yapısından ötürü boş oturmaktan huzur duyamayız. Gizli bir ses, boş durduğumuz zaman suç işlediğimizi söyler durur. Eğer insan, boş durduğu halde yararlı olduğunu, görevini yerine getirdiğini hissedebilseydi, o zaman ilkel mutluluğun bir yönüne tekrar kavuşabilirdi. İşte böyle zorunlu, ama kusur sayılmayan bir tembellikten bütün bir asker sınıfı yararlanmaktadır. Askerlik görevinin de en çekici yönünü bu zorunlu ve kusur sayılmayan tembellik meydana getirir.”                                                                                                                                                                          LEV TOLSTOY  - SAVAŞ VE BARIŞ (1869)

       Kırım Savaşı gazisi olan Tolstoy, neyse ki Osmanlı mermilerinden canını kurtarabilmiş. Ola ki atalarımızın kurşunu Tolstoy’u ıskalamasaydı edebiyat tarihine çok büyük bir yön verebilirdik; tabi tersten. 
       Bu aralar dünya klasiklerine merak saldığım için Dostoyevski’nin Suç ve Ceza kitabı ile başlangıç yapıp Tolstoy’un Savaş ve Barış kitabı ile devamını getiriyordum. Yazarın edebi yaratıcılıkta ki zirvesi olarak nitelendirilen Savaş ve Barış’ı okurken yukarı da sizlere kitaptan birebir alıntı yaptığım paragrafı bir çok kez tekrar ederken buldum kendimi. 
       Bu paragrafı istemsiz defalarca tekrar ettikten sonra bir kahve molası vermeye ve biraz düşünmeye çekildim. Sonra birden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun geçen gün yaptığı açıklama geldi aklıma. “Gençlerin işi iş aramaktır.” 
       Sonra beynim derinliklerinde mütalaaya (irdelemeye) devam ederken 2016 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine “Artık şehit cenazesi istemiyoruz!” diyen vatandaşa “Askerlik yan gelip yatma yeri değildir!” demesini de hatırlayınca; ‘aceba Refah Partisi’nde kendilerine zorunlu Tolstoy mu okutuldu da bütün partililer Tolstoyism’den etkilendiler’ diye düşünmekten kendimi alamadım.
       İnşAllah öyle değildir; eğer ki öyleyse şunu söylemek isterim ki Tolstoy hiç de sağlam bir vatansever değil; bilakis vatanseverliği eleştiren bir sürü notları ve mektupları mevcuttur.
       İşi iş aramak olanlar; Lev Tolstoy’un söylediği ilkel mutluluğu yakalamışlardır, Bakan Müezzinoğlu’nun açıklamasıyla. Hiçbir iş yapmıyorsun ama yapıyormuşsun gibi. Aslında işin yok ama var. Bir yanın çalışamadığın için, iş bulamadığın için suç işlediğini söylüyor; diğer yanında ‘lan salak! İş arama işin var ya’ diyor. Böyle işte kafamızda deli sorular...
       Ülkede işsizlik oranı 12.1 iken işsiz kaldım diye korkuyordum bende ama açıklamadan sonra birden aydınlandım. Halbuki iki aydır sağlam bir işim varmışta meğersem haberim yokmuş. İşsizlik işim varmış. Aslında arkadaşlar işsizlik işi iyide maaşı yok gibi bir şey, ha birde sigortasız. Buradan devlet yetkililerine sesleniyorum. İş arama işi buluyorsunuz sigorta yapmıyorsunuz ayıp. Aceba bir sene iş arama işime devam etsem, daha sonra iş arama işimi bırakıp; başka bir işe girsem kıdem tazminatımı alabilir miyim ki ?? Kafalar yine pırıl pırıl. Neyse burada yazmaya devam edip işimden kaytarmayım sonuçta işsizlik işim var.