Bazı insanlar yaşadığımız yere ait değillermiş gibi. Başlık açık ve konu çok net.

Tabii bana katılmamakta özgürsünüz. Nüfusun hızla artması, geçinme, barınma, yaşama isteğini beraberinde getiriyor. Yaşam isteği demek, rant demek, alan kavgası demek. Toprak kaybı demek.

İnsan artınca daha fazla besin ihtiyacı duyuluyor. Bu da tarım alanlarına ihtiyacı ortaya çıkarıyor. Ama nüfus artınca haliyle tarım alanlarına bina yapılıyor, besin de dışarıdan geliyor.

Daha fazla geçim derdi, evde doyurulacak boğaz çok olunca, insan yaratılış güdüsüne başvurup şiddete yöneliyor.

Tüm bu basit cümleler insanı insan olmaktan uzaklaştıran küçük sebeplerdir.

İnsan bir romanın kahramanı iken, bir anda katil olan uşak rolüne geçebiliyor. Elbette sebepler çoğalınca sonuç değişmiyor. E böyle olunca da kimse kendinden ödün vermiyor, benliğinden vazgeçmeyip kendi dünyasına kapanıyor.

Ölene saygı yok ki yaşayana olsun.

Hep iç Pazar dedim dedim. Dediğimizle kaldık.

Alanya Lisesinde İzmir Marşı yasaklandı. Sebep; içinde ATATÜRK geçmesi.

50 kedinin Mahmutlar Mahallesinde zehirlenerek katledilmesi. Sebep; …

Ve yazmaktan utanıyorum.

7.5 yaşındaki iki kız öğrencisine fiziksel tacizde bulunduğu iddia edilen öğretmen olayı.

Yok GZP ‘ de bu yıl şu kadar uçak inecekmiş, yok onlar bizi sevmiyormuş, yok o yok bu.

Çok beklersiniz! Çok bekleriz!

Alanya’nın adı tüm Türkiye’ye bir hafta boyunca ne kadar da iğrenç şeylerle adını duyurdu.

Battı balık, yan bile gitmez.

Çok komik bir fıkra duydum. Bu sezon boş yatak çok az olacakmış.