İstanbul’da Eylül başı serinliğine sığınan, maç saatinde yeni kararmaya başlayan bir futbol akşamında oynanıyordu karşılaşma. Evsahibi Pendik forma, şort ve konçlarıyla yekpare siyahları kuşanmışken, Alanyaspor da tepeden tırnağa beyaz maç kostümleriyle sahne almıştı. Sadece narçiçeği kostümlü Abdülkadir Bitigen ve çizgi hakemleri, sahadaki siyah-beyazlı çekişmeye aykırı futbol unsurlarıydı… Sezon başı inşa edilen iki ekip Süper Lig’in turfandası Pendik’in kendi sahası henüz yetişmediği için, Ümraniye’de futbol kantarına çıkan iki takım arasındaki sıklet farkı elbette siyahla beyaz zıtlığında değildi. Sezon öncesi bir dolu transferle kadrosunu yeniden inşa eden iki ekip, bir yandan takım içinde adaptasyon işini süratle çözümlemeye çalışıyor, diğer yandan da ilk haftaları hasarsız geçme uğraşını veriyordu. Alanyaspor namağlup titrini korurken, Pendik de, Beşiktaş da dahil son iki deplasmanından puan çıkarmayı başarıyordu. Trendyol Süper Lig’in 2023-24 futbol mevsiminde rotasını oluşturma sürecindeki Pendik, teknik patronu Osman Özköylü’nün 4-4-2 kurgusu ile ilk galibiyetini Corendon Alanyaspor karşısında kazanmayı hedefiyordu. Turuncu-Yeşilli ekibimizin teknik sorumlusu Ömer Erdoğan da 4-2-3-1 yayılımıyla sahadan 3 puan çıkarmanın hesabını yapıyordu. II. bölgede pres ve sıkı kademe Oyun beklentilerin aksine çok yüksek tempoda başlamadı. İki ekip de kalesinde erken gol yaşama riskine girmiyor, temkini elden bırakmıyordu. Pendik, Halil Akbunar’ın soldan toplu, topsuz deparlarıyla Alanya kale önünü karıştırma telaşında iken, Alanyaspor da ofans yönünü yine kanatlara kaydırıp sağdan Efecan ve Novais, soldan da Yusuf’un bindirmeleri ile rakibin defans hattını delme salvolarındaydı. İlk etkili atağı kalemizde yaşadık. 5’de kullandığı kornerde Romero ile verkaç yapan Gökcan Kaya’nın sol çaprazdan sert vuruşunu kalecimiz Ertuğrul Taşkıran çeliyordu. İki takımın, top rakipte iken çoklu pres ve ileri kademelerle pas yollarını tıkamasıyla, uzun süre gol yüzdesi yüksek pozisyonlar yaşanmadı. İlk yarının perdesi kapanmak üzereydi ki, Welinton’un ceza alanı içinde Augusto’ya yaptığı yakın temaslı müdahalede hakem penaltıya hükmetti. Var’ın yeniden izlettiği pozisyonda kararından yine dönmedi. Topun başına geçen Efecan’ın kullandığı penaltı vuruşu, sert, isabetli ve etkili idi. Lakin köşeyi bulan kaleci Erdem Canpolat harika seri reaksiyonu ve uzamasıyla topu çelmeyi başardı ve gole vize vermedi. Körük ciğerli Efecan ve Halil!.. İkinci yarıyla birlikte hızını artıran rüzgar, bunaltıcı uzun sıcak İstanbul yaz günlerinin ardından, saha içinde ter akıtan futbolculara ve tribünlere esinti saçıyordu. Pendik ve yaklaşık 40 Alanya taraftarı maçın başından beri susmadan takımlarını destekliyor, oyunun temposunu ateşliyordu. Eduardo, Augusto, Novais uyumlu üçgeni zaman zaman rakip savunmayı savuruyordu. Yusuf, Welinton, Thuram, Vukoviç’le sıkça presli, tatlı sert göğüs göğüse saha içi toplu mücadeleler içinde ter akıtıyordu. Yakın dönemde A Milli Takım’a sıçramayı başaran Alanyasporlu Efecan Karaca ile Pendiksporlu Halil Akbunar, maçın en etkili bir çift kramponu, kanatlardan takımlarını ateşleyen körüklü ciğerlerdi. Halil’in merkez süratli driplinginde pas yoluna tıkaç gibi dikilen de yine Efecan Karacan olmuştu. Oyunun ilerleyen dakikalarında peş peşe atak tazeleyen Pendik, kalemizi hayli bunalttı. Kalecimiz Ertuğrul’un yanısıra Furkan ve Aliti ekstra mesai ve kritik hamleleriyle kalemizi cengaverce savunuyordu. Baskı yedik, tek puan da iyidir 88’deki kontratağımızda Janvier’in nefis pasıyla savunmanın arkasına sarkan Augusto, ceza sahası sağ çaprazından isabetli şutuyla topu ağlarıyla buluşturunca 3 puanı elimize aldık. Galibiyet sevincini yaşamak için kronometrenin uzatma süresini tüketmesini bekliyorduk ki olan oldu… 90+3’de Sequeirra’nın kullandığı serbest atışta oyuna henüz giren Berkay Sülüngöz, ilk temasında topu kafayla ağlarımıza bıraktı. Elimizdeki 3 puanı kaptırmıştık, çok baskı yediğimiz maçta 1-1’lik skorla çıkardığımız tek puana sevinelim mi, üzülelim mi karar veremedik. Ömer Erdoğan’ın dediği gibi Pendik de puanı hak etmişti. Haydi, ‘Hak yerini buldu’ diyelim…