Hiç evini, inşaatını yıkıp bahçe yapanı gördünüz mü?
Ya da konut, ticari, turizm alanlarının tarım alanına dönüştüğünü?
İmkansız.
Çünkü böyle bir şey güneşin batıdan doğması gibi bir şey.
Tarım alanları imar karşısında daima zayıf halkadır.
İmarlı alanların getirisi daha hızlı ve yüksek.
İnşaatın maliyeti ne kadar artarsa artsın üstüne koyarak kazandırıyor.
Tarım tam tersi.
Ne öldürür, ne güldürür.
Süründürür.
Dolayısıyla büyük balık imar, küçük balık tarımı yutuyor.
Yerleşim yerleri genişledikçe kabuğuna sığmayan imar alanları tarımı yerinden ederek kırsala doğru kaydırıyor.
Tarım alanlarının imara açılmasını vatandaş kendisi istiyor.
Yerel yönetimlere boşuna kızmayın.
Üreticinin artan maliyetler ve kuraklıkla baş etmesi çok zor.
Muz bahçeleri imarlı bölgelerde yerini inşaata bırakıyor.
Oba'yı yeşil yapan narenciye, muşmula bahçeleri inşaata yenik düştü.
Sıra Mahmutlar, Kargıcak'ta muzluklarda.
Demirtaş'ta nasibini alıyor.
Bahçelerin yeşil manzarasıyla ilgilenen vatandaşlar için üretici oturup taş yiyecek hali yok.
Yapacak bir şey var mı?
Var ama devlet politikasıyla var.
Öbür türlü bu işin sonu iyi değil.
Kıtlığa kadar gider.