Kuraklıkla birlikte sondaj kuyuları da sorgulanmaya başlandı.
"Önüne gelen istediği yere sondaj kuyusu açıyor. Yeraltı su kaynakları kuruyor" diye tartışılıyor.
Aslında 'önüne gelen istediği yer' diye bir şey yok.
Vatandaş kafasına göre kaçak sondaj açmıyor.
Devlet Su İşleri'ne (DSİ) ruhsat için başvuru yapıyor.
DSİ'den aldığı ruhsat doğrultusunda sondaj kuyusu açıyor.
Fakat görünen o ki, DSİ başvuruları inceleyip araştırmadan, masa başında ruhsat veriyor.
Sonra da mesafe yakınlığından dolayı komşu komşuyu şikayet edince, "muvafakat al, aksi takdirde ruhsatı iptal ederim veya kuyuyu kapatırım" diyor.
Ruhsat verilmeden önce belki muvafakat alınır ama ruhsat alındıktan veya kuyu açıldıktan sonra muvafakat almak çok zor.
DSİ araştırmadan masa başından gazete kuponu dağıtır gibi önüne gelene ruhsat vermesi yüzünden komşuyu komşuya düşürüyor.
Şikayet edenin de, edilenin de zerre suçu yok.
Suçlu DSİ.
Mesafe veya sondaj yeri uygun değilse verme ruhsatı.
Vatandaş nereden bilsin kimin? nerede? kaç metre mesafede ruhsatı var.
Devletin kurumu ruhsatı veriyorsa vatandaş buna güvenerek suyunu çıkarır, bahçesini yapar.
Onca masrafla bahçe yapıldıktan sonra, "şikayet var muvafakat al yoksa iptal ederim" demek doğru değil.
Ruhsatı iptal ettin, kuyuyu kapattın.
Peki ne olacak ekilip dikilen o kadar fidan?
Kesip atacak mı?
Bırakalım, kurusun mu?
Başında uygun görülmeyip ruhsat verilmemiş olsa vatandaş ezbere masraf edip yatırım yapmaz.
Komşudan muvafakat alması gerekiyorsa başında söyleyin alsın.
Sondaj yeri başka şartlara uygun değilse de hiç vermeyin.
DSİ'nin ezbere ruhsat dağıtması yüzünden köylerde kavga kıyamet kopuyor.
Klimalı odalarınızdan çıkıp yerinde inceleme yapmıyorsanız bile, başvuru yapılan yerin yan ada parsellerine bir bakın daha önce ruhsat verilmiş mi diye.