Seçime “iddialı” girecek olan siyasi partilerin Antalya Milletvekili listelerinin açıklanmasından sonra, Alanya’da siyasetin ne tadı kaldı, ne de tuzu…
CHP’nin yaptığı önseçimde Alanyalı aday adaylarının “başarılı olamaması”, AKP’de sadece “babası Alanyalı” diye 28 yaşındaki bir bayan avukatın listeye “Alanya adayı” diye “kakalanması”, MHP’de ise tarihinde ilk defa “belediye seçimi kazanmış” bir teşkilata başkanlık yapan Cafer Hoca’nın “hiç de hak etmediği” halde beşinci sıraya yazılması Alanya’nın adeta gardını düşürdü…
Bu anlamda Alanya “heyecansız, tatsız, tuzsuz” bir seçim dönemi geçirecek…
Baktım siyaset arenasında durumlar böyle, yazılacak çizilecek “elle tutulur” bir mevzu yok, ben de yönümü başka taraflara çevirdim…
Alanya adına gerçekten “güzel ve keyifli” olan mevzulara yani…
Tuttum, geçtiğimiz cumartesi günü Alanya Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Müzik Mozaik Korosu’nun konserini izlemeye gittim…
İyi ki gitmişim…
Mevzuya balıklama dalmadan önce şunu peşin peşin söyleyeyim…
Müzikten, notadan zerre kadar anlamam…
Lise öğrencisiyken en çok arzu ettiğim şeylerden birisi “bağlama çalabilmekti” misal…
Babam, nam-ı diğer Kel Ali’den aldığım okul harçlıklarımı biriktirip, saz çalabilmeyi öğrenmek için bir kursa gitmiştim…
Çok değil 10 gün sonra, “sende müzik kulağı yok, hiç bir halta yaramazsın” diye kurstan kovmuşlardı beni, hiç unutmam…
Müzik konusunda bu derece “yeteneksizim” yani…
He ne kadar gündüz çalışıp, “gece yaşamayı” seven birisi olarak, hayatımın büyük bölümü “şarkılar türküler” arasında geçmiş olsa da, bu yeteneksizliğimi hiçbir şekilde törpüleyemedim…
İşte müzik konusunda bu kadar “yeteneksiz” birisi olarak izlediğim o konserden o kadar büyük bir “keyif” aldım ki, anlatamam…
Hoş, sadece müzik yoktu konserde…
Dayanışma, kaynaşma, samimiyet, gülümseme, hatta kahkaha atma, zarafet gibi ne kadar “güzel ve keyifli” duygu varsa hepsi mevcuttu Müzik Mozaik Korosu’nun konserinde…
Misal, yıllardan beri Alanya’da yaşayan Galina Akman gibi, Güzel Baydızhan gibi yabancı uyruklu insanların kendi dillerinde söyledikleri şarkılar bile “sözlerini anlamadığım” halde büyük keyif verdi bana...
Koro şefi Şehriban Kasapoğlu hanımefendinin, sahnedeki gerçekten “samimi ve sempatik” tavırları büyük keyif verdi bana…
Sadece bana değil, salonu hınca hınç dolduran yerli yabancı tüm izleyicilere de büyük keyif verdiler, biliyorum…
Hatice Hülya Eryılmaz hanımefendinin, yaklaşık iki yıl önce üç-beş kişiyle kurduğu ve “ilmik ilmik işleyerek, emek emek büyüttüğü” Müzik Mozaik Korosu, yabancı kültürlerin bir çatı altında yoğrulması anlamında da Alanya adına önemli bir görev üstleniyor…
Sevgi, saygı, hoşgörü, yardımlaşma ne ararsanız var bu güzel toplulukta…
“Yardımlaşma” vurgusunu “laf olsun, torba dolsun” diye yapmadım…
Bu konserden elde edilen gelir, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Kır Çiçekleri Kız Öğrenci Yurdu’na bağışlanacak…
Alın size bir “güzellik” daha…
Uzun lafın kısası, “müzik yeteneği” anlamında “odundan da odun” bir adam olan şahsıma “ilk defa” bu kadar keyif veren böyle güzel bir konsere imza atan Müzik Mozaik Korosu’na kocaman teşekkür ediyor ve yürekten kutluyorum…
Ama…
Tüm bu “güzelliklerin” arasında dikkatimi çeken bir mevzu daha var ki, “söylemezsem çatlarım”…
Konseri izlerken üşenmeyip, bir bir saydım…
Koroda tam 16 tane kadın üye yer alırken, sadece “beş tane” erkek üye vardı…
Bu nedenle de şarkılarda hep “kadın sesi” ön planda oldu…
Sadece “bir kadınla” başa çıkmayı bir türlü “becerememiş” erkek olarak en iyi ben anlarım ki, beş  erkeğin, tam 16 tane kadınla başa çıkması kolay değil, hatta “imkansız”…
Bu nedenle, “en az bir yabancı dil bilen” ve benim gibi “müzik yeteneği” anlamında “odun olmayan” tüm erkeklerimize sesleniyorum…
Müzik Mozaik Korosu’ndaki “erkek dostların” sizlerin desteklerine ihtiyaçları var…
Gidin, korodaki yerinizi alın ve yalnız bırakmayın o dostları…
Eee, hep “kadın dayanışması” olacak değil ya, bu da “erkek dayanışması” işte…
Her ne kadar şahsımı “erkekten sayan” olmasa da, kendimi çok seviyorum…