1942 yılında doğan ve Çapa Tıp’ta aldığı tıp fakültesi eğitiminin ardından doğuda doktorluk yapan Murat Dilmener, daha sonraki yıllarda, İstanbul’da, Çapa Tıp Fakültesinde dünya çapında bir Dâhiliye Profesörü olmuştu. On binlerce doktor ve yüzlerce tıp fakültesi hocası yetiştirmiş ve yüzbinlerce hasta tedavi etmiş, çok sayıda bilimsel şaheserler yazmış; ‘Hocaların Hocası’ unvanını layıkıyla üzerinde taşıyan büyük bir doktordu. Pandemi döneminde İstanbul Yeşilköy’de açılışı yapılan pandemi ile mücadele hastanesine adı verilen ve çok önemli bir tıp doktoru olan hocamızdan kısaca bahsetmek istiyorum. Öncelikle şunu belirteyim ki merhum Prof. Dr. Murat DİLMENER hocamız; ‘Hocaların Hocası’ unvanına öğrencileri ve hastaları tarafından layık görülmüş ve hekimlik mesleğini icra için örnek alınabilecek en ideal isimlerden birisiydi. Mardin’den çıkarak dünyaya mal olmuş bir doktordu. Çapa’nın meşhur sabah vaka toplantılarında, tanı konulması zor olan ve ülkenin dört bir yanından sevkli gelen hastaların danışıldığı önemli hocalardan birisiydi. Yazdığı eserlerle, yaptığı bilimsel araştırmalarla ülkemizde tıp biliminin gelişmesinde, on binlerce iyi hekim yetişmesinde emeği olmuş ve halen eserlerinden istifade edilen kıymetli bir bilim insanıydı. Merhum Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu gibi mesleğinde zirve olan çok sayıda tıp fakültesi hocasını yetiştirmişti. Ordinaryüs Profesör unvanı 1960 yılında kaldırılmış olmasaydı, tıp bilimleri alanında bu unvanın en çok yakışacağı hocaların içinde şüphesiz Prof. Dr. Murat DİLMENER hocamız da ilk sıralarda yer alacaktı. Zaten 1933 yılı ile 1960 yılı arasında yürürlükte kalan ve Ordinaryüs Profesör unvanına dayanak oluşturan mevzuata baktığımızda Prof. Dr. Murat DİLMENER hocamızın gerekli bütün şartları fazlası ile sağladığını görüyoruz.
Uzun yıllar önce, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi (Çapa Tıp)’ta okurken son dersimi Murat Hocamdan aldım. Mezuniyet defterini imzalatmak için bölüm başkanlığı odasına gittiğimde ayaküstü, bana anemi (kansızlık) konusunu özetletti. Ayrıca bir yandan beni sınav yaparken bir yandan kendi birikimini ve değerli tecrübelerini anlatarak mecburi hizmet ve doğu görevim için unutamayacağım nasihatlerde bulundu. Sonraki yıllarda Suriye ve İran sınırında, kısıtlı imkânlarla mesleğimi icra ederken bu nasihatlerin ne kadar değerli olduğunu gördüm. O mesleğine aşık ve öğrencilerinin de hekimlik mesleğini sevmesini gaye edinmiş örnek bir hocaydı.
Hocamız Dahiliye (İç Hastalıkları) alanında Türkiye’de ve dünyada çok iyi bilinen ve bilimsel kalitesi, hekimliği çok zirvede olan bir isimdi. Kıymetli bir meslektaşı onun hekimliğini şöyle anlatıyordu: ‘Resim yapar gibi hasta muayene ederdi’. Yine çok kıymetli hocalarımızdan
Prof. Dr. Kubilay Karşıdağ onun ardından; ‘Hekimliğin, Hocalığın sadece doktorluk, akademik bilgi olmadığını, diğergam olmadan ‘Hekim’, ‘Hoca’ olunamayacağını davranışlarıyla öğretti bizlere. Saygınlığını ve hekimliğin saygınlığını hep korudu’ demişti.
Haftaya hocamızın neden örnek bir doktor olduğuna dair bilgilerle devam edelim.