Çay sohbetleri bilindiği kadar masum değildir. Kiminle içtiğine, muhabbeti kiminle kurduğuna bağlı.
Hayallerin öldüğü, hayallerin kanatlandığı sofralar var. Seçim daima var deseler de, bu söylendiği kadar da kolay değildir asla.
Psikolojik gerçeklere bakılırsa hayallerimizi yıkanlar çoğu zaman en yakınlarımızdır. Bunun adı "boş işlerle uğraşma"dır. Diğer adı" senin iyiliğin için"dir. Evet, bizim iyiliğimiz, bizim geleceğimiz ve en önemlisi bizim hayatımız.
Bir gün çok uzaklara gideceğim dedim. Henüz beş yaşında bir çocuksun ve seni kimse dikkate almıyor elbette. Ama bu söz birilerinin hafızasında yer etmiş o zaman. Üzerinden yıllar geçti ve bir gün O birileri "gideceğim demiştin" dedi. Belki gitmek hayalin sadece küçük bir parçasıydı ama bir yerlerden de başlamak gerekirdi.
Mesele gitmek, kalmak değil. Herkes kavramından sıyrılıp arada "Ben de varım" demektir. Bencillik kapısına sığınmak da değil bu. Benciller tarafından inşa edilen bir gerçeğe isyan etmektir kesin. Çünkü egoism tek kişinin icadı değildir.
Olacak iş mi insanın kendisi için taş üzerine taş koyması? Elbette mümkün. Bireyler kendi mutluluğunu kurduğu zaman etrafına ışık saçar. Ve zincirvari mutluluk etrafa yayılır.
Bize öğretilen doğruların çoğu yanlış. "Kim ne der" toplumunda sağlam adım atmak da bir o kadar güç. Adımlarını sayarak gidersen manzarayı kaçırırsın, belki düşmezsin ama gülmeye de fırsatın olmaz.
Tüm yaşamımız hayatın zorluklarına fikir, düşünce tuğlası eklemek üzerine kurulu. Asla ve asla kendimiz olmaya izin verilmedi. Adetlerin fısıltıyla konuştuğunu hayatımıza ağlayarak kattık biz. Bu da toplu bencilliğin en acı örneği.
Universite sınavını tutturamayan bir genç evladımız intihar etti. Aile baskısı yüzünden. Peki aileye kim baskı yaptı? Çevre!
İşte kapı dışında kalması gereken o zehirli "çevre" dir. Hayallerimize yön veren, kanatlarımızı kıran yine o çevredir. Hayatta en başarılı olanlar eminim kimseden etkilenmeyenlerdir. Ve de yanlış ve doğru fikirleri ustaca birbirinden ayıranlardır.
Kendi yolumuza ışık olalım ki başka yolları da aydınlatalım.