Sağlıklı beslenmede dikkat edilecek birçok önemli husus vardır. Fakat tartışmalar ve tavsiyeler daha ziyade nelerin yenilip nelerin yenilmemesi gerektiği yönündedir. Mutlaka sağlık açısından yenilecek gıdalar çok önemlidir. Bununla beraber ne kadar yiyeceğimiz ve ne sıklıkta yiyeceğimiz de çok önemlidir. Bugün ne kadar yenmesi gerektiğini konuşalım.

Sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürebilmek için kontrol edebileceğiniz en önemli faktör beslenmedir. Kontrolü elinizde olan ve tüm yaşamınızı etkileyecek sağlıklı beslenmenin temel prensiplerini doğru belirlemek gerekir. Ne kadar yenileceği ile alakalı genel bir tutum oluşturmak sağlıklı beslenmenin en ciddi prensiplerinden birisidir. İstanbul Üniversitesinde, Çapa Tıpta beslenme hakkında eğitim aldığımız ve hepsi birbirinden değerli hocalarımız, bize yasaklarla dolu olmayan ama ölçülü bir beslenme stilini benimsetmişlerdi. Zaman onları haklı çıkardı. Bilimsel araştırmalar ve güncel kılavuzlar ısrarla ölçülü yemenin önemini anlatıyor. En sağlıklı beslenme içeriğini, organik ve doğal gıdaları bile gereğinden fazla miktarda tüketirseniz sağlığınıza zararlı hale dönüşebilir.

İnsan vücudunun normal bir işleyişi vardır. Günlük ihtiyaç duyduğu miktardan fazla yiyeceği her lokma yemek ona yük olarak geri döner. Oluşacak yükler ise obezite ve diyabet başta olmak üzere birçok hastalığı tetiklemektedir. Ayrıca fazla miktarda tüketmek, gereğinden çok yemek yaşlanmayı hızlandırır. Hücrelerin ömrünü kısaltır. Zararlı maddelerin vücutta birikimini arttırır. Dokuların ve organların yapısını ve fonksiyonunu bozar. Bütün bunları yavaş yavaş yapar. Bu sebeple sinsi bir gidişle kötü etkilerini zamanla ortaya çıkarır. Örneğin sürekli olarak gereğinden fazla miktarda yenildiğinde, zamanla karaciğer yağlanır. Buna bağlı olarak karaciğer fonksiyonları bozulmaya başlar. Karaciğerin vücudumuzda yüzlerce önemli görevi vardır. Karaciğerin çalışmaması yaşamla bağdaşmaz. Bu sebeple karşımıza yüzlerce farklı hastalık çıkabilir. Aslında durum son derece ciddidir. Böbrek, beyin ve benzeri tüm organlar fazla miktarda alınan gıdadan etkilenir.

Bilim dilinde bu gerçeğe ‘kalori kısıtlaması’ denilir. Günümüzde bilimsel kaynağa dayanan beslenme tavsiyelerinin temelindeki en önemli prensiplerden birisi kalori kısıtlamasıdır. Kalori kısıtlaması aç kalmak değildir. Kısaca gereğinden fazla yememektir. Gereğinden fazla yememenin yolu ise yediğimiz miktarı kontrol altında tutmaktır. Sofrada tüm yemekleri görüp, seçip, çeşitliliğe ve doğallığa dikkat ederek, ihtiyacımız kadarını tabağımıza aldığımız an kalori kısıtlaması başlamış olur. İlaveler, açık büfeler, büyük porsiyonlar kalori kısıtlamasının en büyük düşmanıdır. Sürdürülebilir ve sağlıklı bir beslenme tarzında mutlaka kalori kısıtlaması yer almalıdır. Yemek miktarını pratik şekilde kontrol etmek için ılımlı kısıtlama önerilir. Bu öneri bizim uluslararası dergilerde yayınlanan deneysel araştırmalarımız tarafından da desteklenmektedir. Aşırı kalori gerektiren ve fiziksel olarak çok ağır işlerde çalışmıyorsanız, pratik biçimde tabağınızdaki yemek porsiyonunu % 20 (beşte bir) küçültmek sizi birçok hastalığa karşı koruyacaktır. Böylelikle yediğiniz miktarı da kontrol altına almış olacaksınız. Radikal bir kısıtlama olmadığı için bu usulü sürekli devam ettirmeniz de mümkündür. Örnek olarak tabağınıza beş küçük et köfte alacağınıza, dört tane almakla yetineceksiniz. Beş kaşık pilav yerine dört kaşık alacaksınız.

‘Acıkmadan yemeyin, tam doymadan sofradan kalkın’ şeklindeki mükemmel beslenme tavsiyesinin ikinci kısmını bugün sizlere anlatmaya çalıştım. Tam doymadan sofradan kalkmak kalori kısıtlamasının en güzel ifadesidir. Kalori kısıtlaması aç kalmak değil, çok yemek değil, kararınca yemektir. Bu tavsiyenin ilk kısmını yani hangi sıklıkta yenmesi gerektiğini ayrı bir yazıda konuşalım.

Bu pratik tavsiyenin çok büyük ve değerli faydalarını göreceksiniz. Cilt sağlığından, yaşlanmanın gecikmesine, kilo vermekten, sağlıklı bir yaşama yüzlerce güzel sonuç için bu kadarcık bir kısıtlama ve kontrolü uygulamaya değecektir. Sağlıkla kalın. Saygılarımla.