Mısır şurubu, glikoz şurubu gibi isimlerle bilinen; Yüksek fruktozlu mısır şurubu (İngilizce kısaltması ile HFCS), doğal şekerin yerine tatlandırıcı olarak işlenmiş gıdalarda ve gıda üretiminde çok yaygın bir biçimde kullanılmaktadır. Tatlı, acı yediğimiz hazır gıdaların birçoğunda mısır şurubu eklenmektedir. Sıvı formda olması, ucuzluğu, fabrikalarda çok yüksek miktarda üretilmesi, yoğun tadı gibi sebeplerle üreticiler için öncelikli tatlandırıcı olarak mısır şurubu büyük talep görmektedir. Yiyeceklere, içeceklere hatta ilaçlara bile eklenerek şekere benzer bir tat vermesi istenmektedir.
Doğal şeker ile yüksek fruktozlu mısır şurubunun içerikleri ve yapıları farklıdır. İnsan vücudunda algılanmaları, tat düzeyleri, doğallıkları ve sağlığa etkileri ile tamamen birbirinden ayrılmaktadırlar. Mısır şurubu için kısaca yapay olduğu söylenebilir. Farklı oranlarda ve % 90’a varan biçimde fruktoz içerebilirler. Oysa doğal şekerin yapısında sadece % 50 civarında fruktoz bulunmaktadır. 1800’lü yıllarda ABD’de başlayan mısır şurubu üretimi, 1900’lü yıllarda Japonya ve diğer sanayileşmiş ülkelerin etkisi ile yüksek fruktozlu mısır şurubuna dönüşmüştür. Eklendiği gıdalara daha geç bozulma, yoğun bir tat ve raf ömrünün uzaması özelliklerini verdiği için kullanımı giderek yaygınlaşmıştır. Ucuz fiyatı ve seri üretimi bu yayılımı hızlandırmıştır.
Baş döndürücü bir hızla yayılan mısır şurubu kullanımı beraberinde ciddi sağlık sorunlarını ve önemli endişeleri getirmiştir. Belki de bütün endişelerin temelinde, mısır şurubunun insülin ve leptin gibi hormonların uyarılmasını önlemesi olabilir. Bilmeyenler için kısaca açıklayayım. Normalde yemekten sonra kanda artan glikoz tarafından insülin hormonu uyarılır. Böylelikle hem tokluk hissi oluşur. Yemek bırakılır. Hem de kan şekeri düzeyleri ayarlanır. Beslenme tamamen yoluna girmiş olur. Fakat yüksek fruktozlu mısır şurubu insülin hormonunu uyarmamakta, böylelikle yedikçe yeme hissi devam etmektedir. Hem kan şekeri giderek yükselmekte hem de yükselen şeker düşürülememektedir. Bu tablonun sonunda fazla kilo, obezite, diyabet, kalp damar hastalıkları ve birçok kanser türü gibi ciddi hastalıkların tetiklenmesi kaçınılmaz görünmektedir.
Yüksek fruktozlu mısır şurubu üretimi açısından kimyasal ve yapay bir madde olarak değerlendirilebilir. Ayrıca üretiminde kullanılan kostik sodanın yapısında toksik özellikli civa bulunabilmektedir. Civanın beyin ve sinir dokusuna toksik etkili olduğu unutulmamalıdır. Tüketim miktarı giderek artan yüksek fruktozlu mısır şurubuna dikkat edilmelidir. Tüketilen şeker miktarı kısıtlanmalı ve alınan şekerin doğal yapıda olmasına dikkat edilmelidir. Fiyatı ucuz diye kullanımı yaygınlaşan bu tehlikeli maddenin yol açabileceği korkunç sağlık sorunlarını unutmayalım. Satın alacağımız ürünlerin içindekiler kısmında; yüksek fruktozlu mısır şurubu yazıyorsa o ürüne karşı mesafeli duralım. Kamuoyu duyarlılığı üreticileri alternatif üretime yönlendirebilir. Özellikle bebek, çocuk ve gebeler olmak üzere tüm bireylerin beslenmesinde miktarı kısıtlanması gereken bir madde olduğunu unutmayalım. Sağlıkla kalın.