Alanyaspor tarihinde daha önce yaşandımı hatırlamıyorum ama bir sezonda iki teknik adam değişikliğini yaptık. Safet Susic'in kıymetini bilemedik Hikmet Karaman'ı getirdik. Hikmet hocayı çok fazla tanıma şansımız olamadı ancak disiplin olayını abartarak kulübün iç işlerine burnunu fazlaca soktuğunu öğrendim. Keşke kendi işine yoğunlaşıp 6 maçta 1 galibiyet değil, 3-4 galibiyet alsaydı.  Giden kişinin arkasından kötü konuşmak hoş değil, lakin ben bunu (gitmeden) önceki köşe yazılarımdan birindede zaten belirtmiştim. Konu buraya gelmişken burada teknik adamlar hakkında meslek hayatım boyunca edindiğim bazı izlenimleri sizinle paylaşmak istiyorum. Teknik Adamlar, her neden kaynaklıyorsa, kulüpte göreve başlar başlamaz kendilerini kulübün üzerinde gören her dediğimiz olacak mantığında büyük bir ego ile başlıyorlar işe. Hani, 'Biz ne kulüpler, ne futbolcular gördük. Siz daha alt ligdesiniz yada daha çapınız ne ki' mantığında hareket ediyorlar. İlk yaptıkları iş antrenmanı haber yapmaya gelen gazeteciye, "Sahaya girme. Şuradan çek. 15 dakika çekebilirsin" gibi şeyleri söylemek oluyordu. Bu söylediklerim alt ligler, 3. Lig, 2. Lig'de oluyordu. Lig yükseldikçe ego da yükseliyor. Teknik adamlar, kulüp yöneticilerine işini öğretmekten tutun, kulüp düzeninde her şeye karışıp mutlaka burnunu sokar. Her gelen Teknik Adam bir öncekini eleştirip, takım formsuz, iyi çalışmamış, o öyle yapılırmı, bu burada olurmu diyerek, en doğrusunu kendisinin bildiğini yönetime ve etrafındakilere göstermeye çalışır. Mutlaka antrenmanda kullanılacak yeni malzemeler sipariş ederler. Süper Lig'de işler daha da büyüyor tabi lig yükseldikçe ego da tavan yapıyor. Bu ego sadece teknik adamda sınırlı kalmıyor. Yanındaki yardımcıları da bu işlere burnunu sokar. Deplasmanlarda oda seçiminden tutun, kulüpteki ofis içerisindeki detaylara kadar, isteklerinin-taleplerinin sonu gelmez.  Allah futbol takımında malzemecilik yapan, fizyoterapist, masör ve sağlıkçı gibi kulüp çalışanlarına sabır versin. Maç kazandıkları zaman savaş kazanmış konutan edası vardır onlarda. Kaybettiler mi, suçlu hakemlerdir yada bireysel hatalardan dolayı futbolculardır. Yada sihirli değnekleri olmadığı için yenilirler. Teknik adamların birçoğu böyledir. Ama içlerinde son derece mütevazi, anlayışlı, beyefendi adam gibi adamlarda var. Onlar kendilerini biliyor. 
Kendini kaf dağının üzerinde gören egolu teknik adamlara, İzlanda Milli Takım Teknik Heyetini bizin egolu hocalara örnek gösteriyorum.  Ve Mesut Bakkal hocamıza hoşgeldin diyoruz. Umarım başarılı olursunuz. Umarım beklentilerimizi karşılarsınız. Size ve ekibinize başarılar diliyoruz.