Uzun zamandır kafamı kurcalayan bir durum var aslında. Sizlerle paylaşmak istiyorum.
"Eğitim aile de başlar"
Ne kadar doğru bir söylem değil mi? Peki, gündemden düşmeyen siyasiler, öğrenciler, vatandaşlar ve basın mensupları gerçekten doğruyu mu öğreniyoruz?
Mesela, konuştuğumuzu sanıyor muyuz?
Gerçekten dilimizi doğru konuşuyor muyuz?
Ne kadar iyi biliyoruz?
Ne kadar araştırıyoruz?
Ülkemizin her köşesinde ulvi bir görev üstlenen öğretmenlerimize saygısızlık etmek istemiyorum lakin, neden hala dilimizi konuşmayı bilmiyoruz? Aslında kimsenin suçu değil. Biz bize öğrettiklerini ve de, sosyolojik birer varlık olduğumuz için alışılagelmiş öğretileri kullanıyoruz.
İlk öğreti: "Türkçe yazıldığı gibi okunan bir dildir"
Sizce de öyle midir?
Hayır efendim maalesef öyle değildir. Ne diksiyon (güzel konuşma), ne fonetik (ses bilgisi), ne de artikülasyon (boğumlama) acısından mümkün değildir. Siyasiler, vatandaşlar, basın mensupları ve hepimiz, "Ğ" söylemek için çabaladığımız kadar, hayatımızı değiştirebilecek adımlar atmalıyız. Kendimizi başka şeyler için yoralım. Elbette ki bunlar sadece küçük örnekler. Demem o ki dilimize dikkat edelim. Öğrenelim, bilelim, araştıralım. Yeter ki ne konuştuğumuzu bilelim. Ölüm döşeğinde dahi servetinin bir kısmını bu bitmeyen tarihe ve inandığı dile, bırakana saygı ve sevgiyle...