Bazen susmak iyi gelir. İnsan kendini dinlemek adına arada sükuta çekilmeli, sessizlikle beraber olanı biteni derk etmeli. Bazen de tam tersi olayların içine atılıp gerçek iyiliği ve kötülüğü bulup üzerine uzun uzun konuşmalı.

Kitaplardan uzak yetişen gençler adaleti, gerçeği ve onu anlama yeteneğini kaybeder. Eğitim hayatın temel taşıdır, sadece mektep, universitede değil, her koşulda bilgi üzerine bilgi eklemek gerekir. Bu düşünceyle ülkemizde ve onun dışında iyilik namına her koşulda yorulmadan çalışan Kızılay'ın Alanya Şubesine kitap bağışında bulunmak kararına geldim. Uzun zamandır kenardan sessiz gönüllü gibi izlediğim kuruma ziyarete gittim.

Kapıyı açan güleryüzlü arkadaşlarla hemen gönül bağı kurduk. İçten ve samimi olduklarını o an anlamak mümkün oldu. Ben onlara kitaplarımı taktim ettim, onlar da bana kendi gönülleri gibi sıcak çaylarını ve hoş sohbetlerini ikram ettiler.

Hanife Özen(Kızılay Alanya Şubesi kadın kolları başkanı) hanımla ve orada bulunan gönüllü arkadaşlarla Alanya'yı konuştuk. Anladım ki turizm kentinin de kendine öz sorunları, sıkıntıları var. Salgınla beraber maddi olarak zorluk yaşayan aileler hiç de az değil. Kısa ziyaretim sırasında iki, üç ailenin yardım için kapıyı çaldığına şahit oldum. Fakirlik de zenginlik gibi bir sınavdır ama bunu bile bile görmezden gelmek insafsızlıktır. Yükün büyüğü Kızılay gibi yardım kurumlarına düşüyor, bu esnada yaşananların kalp ağrıtan yanlarını siz düşünün.

Hanife hanım anlatırken yüzünde hem kederi hem gururu gördüm. Kendi kendime iyi ki iyiler var dedim. Bizler için belki telefona gelen yardım çağrısı mesajı kadar basittir ama bu işe gönüllü olanlar için bir insan hayatı kadar vacip.

Hayatın her deminde eleştiri, küçük görme ve tenkit vardır ama iş iyiliğe geldi mi orada bir dur denir! Emin ve kesin konuşmak için en az yardımsever insanlar kadar çalışıp, onlar kadar kapı çalıp, kapı açıp Hilal için uğraş vermek gerekir.

Kızılay gibi değerli kurumlarımızda gönülle, sevgiyle çalışan tüm arkadaşlara başarılar dilerim. İyi ki varlar...