1994'te başladığım meslek hayatımda 26 yıl geçti.
Çeyrek asırdan fazla bu zaman diliminde gazetecilik ve televizyonculuğun her kademesinde görev yaptım.
Matbaada kırdığım gazete, televizyonda taşıdığım kamera bataryasının yanında; bakkaldan sigara alma, mutfaktan çay getirip götürmeye kadar hepsi, deneme aşamasından önce yaptığım mecburi hizmetlerdi.
Neyse yazıya başlamadan konuyu dağıtmayayım.
'Bizim zamanımızda şöyle idi' diye girersem, işin içinden çıkamayız.
Geçen bu süre zarfında,
Yani 26 yılda, milletvekilliği genel ve yerel seçimlerden tutun, parti, oda, dernek seçimlerinin her türlüsünü,
Cengiz Aydoğan, Hasan Sipahioğlu ve Adem Murat Yücel'in belediye başkanlığı dönemlerini,
Ticaret ve Sanayi Odası'nın (ALTSO) PTT'nin karşısındaki küçük bir dairede olduğunu,
Çevreyolu, arıtma tesisi, kültür merkezi, balıkçı barınağı, yat limanı vs. olmadığı dönemleri,
Yer altından geçen ve Dimçayı'ndan gelen içme suyu hatlarından, kanalizasyon ve yağmur suyu kanallarına kadar kılcal damarların hepsini,
Demirtaş, Mahmutlar, Oba, Konaklı, Avsallar gibi köklü belediyelerin dışında kurulan belde belediyelerin hepsini gördüm, şahitlik ettim, biliyorum.
Yüzlerce milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi, parti, oda ve dernek başkanı ile yöneticiler tanıdım.
Aklıma gelip saydıklarımın ve fazlasına gazeteci olarak şahitlik ettim, biliyorum.
Bir de gazetecilik yapmadığım dönemlerden yaşayıp, görüp bildiğim Alanya var ama; o kadarına gitmeye gerek yok.
Yani diyorum ki, şehrin çeyrek asırdan fazla bir dönemiyle ilgili beynimde tuttuğum koca bir arşiv var.
Yazıp çizerken boş beleş atıp tutmuyorum.
Kimseye akıl vermek haddim değil ancak; fikir beyan edecek, doğruya doğru, yanlışa yanlış diyecek kadar tecrübe sahibiyim.
Bu şehirde doğdum, büyüdüm inşallah yine burada öleceğim.
Benim bu şehre gazeteciliğin dışında insani olarak da, sorumluluğum, vebalim var.
Çekip gideceğim, 'Ne halleri varsa görsünler' diyeceğim bir günüm olmayacak.
Onun içindir ki, kimsenin siyaseti, ticareti, hedefi beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor.
Beni şehrin menfaati ilgilendiriyor.
Yapılanın yanındayım, yapılmayanın karşısındayım.
İzzet Azakoğlu, Eşref Kahvecioğlu, Şevket Tokuş, Müstakbel Dim, Cengiz Aydoğan, Hasan Sipahioğlu hepsi; iyisiyle kötüsüyle hizmet ettiler. Görev süreleri bitti ancak yaptıkları duruyor.
Hizmetlerinden milyonlarca insan faydalanıyor.
Adem Murat Yücel de hizmetini yapacak, sırası gelince bayrağı devredip gidecek.
Yaptıkları kalacak, götürüp gitmeyecek.
Diyeceğim o ki; kuru kuruya muhalefetten ziyade, kentin önünü açacak her hizmet biz yaşayanların faydasına olacak.
İşte bu yüzden yapılana destek olalım, Alanya'ya sahip çıkalım.