Kanser, hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile oluşan ve çoğu zaman ölümcül hale dönüşebilen geniş bir hastalık grubunun ortak adıdır. Kanser sıklığı giderek artmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü çok yakın bir gelecekte, kanserin, kalp-damar hastalıklarından daha sık bir ölüm sebebi olacağını öngörüyor. Tedavisi çok zor süreçler içeren ve bazen tamamen iyileşmenin mümkün olmayabildiği kanser hastalığını önlemeye odaklanmak gerekiyor.
Ölüm sebepleri arasında ikinci sırada yer alan kanser, kısmen önlenebilir bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Kanserin önlenebilen sebepleri arasında ilk sırada beslenme yer almaktadır. Bu yüzden kansere sebep olacak beslenme tarzından uzak durmak ve kanserden koruyucu olacak bir beslenme biçimi ile beslenmek önemlidir.
Obezite sıklığı giderek artmakta, gelişmiş ülkelerde fazla kilolu ve obez bireylerin oranı nüfusun üçte ikisini geçmektedir. Kanserle ilişkisi net biçimde ortaya konulan obezitenin önlenmesi ve obez bireylerin tedavisi, başka birçok hastalığı önleyeceği gibi kanseri önleme adına da atılacak önemli bir adımdır. Fazladan alınan her kilo bizi kanser gibi ölümcül hastalıklara yatkın hale getirebilir.
Gıda katkı maddelerinin bir kısmı ile kanser arasında bazı ilişkiler belirlenmiş, bir kısmının muhtemel ilişkileri ise araştırılmaktadır. Gıda katkı maddelerine karşı mesafeli ve dikkatli davranmak, işlenmiş ve katkılı gıda maddelerinin tüketiminden kaçınmak, doğal beslenmek kanseri önlemek adına önemli bir davranıştır.
Genetiği değiştirilmiş (GDO) gıda ürünleri, ileri teknoloji sonucunda ortaya çıkan genetik yapısına yabancı genler eklenmiş gıdalardır ve çok yakın zamanda üretilmeye başlanmıştır. GDO gıdaların zararları üzerine az sayıda araştırma yapılmış olmakla beraber, bazı araştırmalarda gıdalarla alınan yabancı genlerin insan hücrelerine ulaştığı ve hücrelerde genetik etkinlik gösterebileceği gösterilmiştir. Dolayısı ile GDO gıdaların hayvan yemi olarak kullanılması da bir endişe kaynağı oluşturmaktadır. Ayrıca GDO gıda üretiminde kullanılan tarımsal ilaçların da yüksek dozlarda kansere sebep olduğu yönünde kanıtlar mevcuttur. Dünya genelinde GDO tüketimi için varılan mutabakat, ‘ihtiyatlılık prensibi’dir. Bu prensibe göre; zararsız olduğu kanıtlana kadar tüm GDO ürünlerin tüketiminden kaçınılmalıdır.
Ek olarak, beslenme ile ilişkili sayılabilecek tütün, alkol ve egzersizin kanser ile ilişkisi vurgulanmalıdır; Tütün kullanımının ve alkol alımının kanserle ilişkisine dair net bulgular mevcuttur. Düzenli, doğru ve tempolu egzersiz yapılması ile metabolizma düzenlenerek, kalori dengesi sağlanmakta, obezitenin önüne geçilerek kanser sıklığı azalmaktadır.
Fazladan alınan her kalori kanseri tetiklemek için insülin direnci ve leptin direnci benzeri mekanizmaları harekete geçirmektedir. Bu sebeple ihtiyaçtan fazla yememek ve yenilen miktarı sürekli kontrol altında tutmak gerekir. Sık yemek ve fazla sayıda öğün ile beslenmek, sık insülin salınımına ve insülin direncine yol açarak bazı kanser mekanizmalarını tetikleyebilir. Öğün sayısını azaltıp, yediğimiz miktarı kontrol altında tutmak kanser için koruyucu bir beslenme biçimidir. Acıkmadan yememek ve tam doymadan sofradan kalkmak, kanser de dahil birçok ciddi hastalıktan korunmak için çok pratik ve iyi bir beslenme biçimidir.
Beslenme ve kanser ilişkisinin iyi bilinmesi ve bilgilerin kullanılması halinde, doğal ve dengeli beslenerek kansere yakalanma sıklığında ve kanserden ölüm oranlarında azalma sağlanabilecektir. Sağlıkla kalın. Saygılarımla.
Kanser ve Beslenme
Hasan Basri SAVAŞ
Yorumlar
Trend Haberler
Almanya'dan Alanya'ya kaçış! Kalacak yer kalmadı
Antalya ve Alanya'da oteller dertli! Turistler yanlarında bunları getiriyor
Alanya'da son bir ay! Turist yok, esnaf batıyor
Başkan Özçelik açıkladı: Alanya'nın geleceğini kurtaracak karar
Alanya'da kimseye acımadılar: Bir günde milyonluk ceza
Antalya'nın villa cennetinde, villalar yıkıldı