İş sağlığı ve güvenliği konusunun toplumda doğru algılanması hayati öneme sahiptir. İşyeri hekimi deyince, hasta olan işçileri muayene eden doktor, iş güvenliği uzmanı deyince masa başında teknik rapor hazırlayan uzman anlaşılırsa çok eksik ve eksikliği sebebiyle yanlış bir anlayış olur. Asıl amaç tüm çalışanları meslek hastalıklarına, iş kazalarına ve işle ilgili hastalıklara karşı korumaktır. Bu yazımızda iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili temel kavramları kısaca açıklayarak konunun önemini anlatmaya çalışacağım.
Öncelikle belirtmek isterim ki ben işyeri hekimi olarak, iş sağlığı ve güvenliği alanında yıllardır çok önemli kamu kurumlarında aktif çalışan ve tecrübesi olan bir doktorum. Bugüne kadar binlerce çalışan muayenesi ve sağlık kontrolü yaptım. Yüzlerce iş kazası takip ettim. Çok sayıda iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verdim. İş sağlığı ve güvenliğinin tıbbi yönüne dair Türkiye’de ilk sayılabilecek iki bilimsel araştırma yaptım. Bu işin hem teoriğini hem de pratiğini bilen biri olarak bu satırları yazıyorum.
Dünya Sağlık Örgütüne Göre; İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG), çalışanların sağlığını ve iyilik halini bozabilen, işyerinde ortaya çıkabilecek veya işyerinden kaynaklanabilecek tehlikeleri, topluma ve genel çevreye olası etkilerini de hesaba katarak, öngörme, tanıma, değerlendirme ve kontrol etme bilimi olarak tanımlanır.
İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili hem tüm dünyada hem de ülkemizde çok kapsamlı ve tüm çalışanları kapsayan mevzuat hükümleri bulunmaktadır. Dünyada sanayileşme ile başlayan iş sağlığı konusu ülkemizde Osmanlı döneminden bugüne çok sayıda kanun hükmüne bağlanmıştır. Günümüzde de bu alanda imzaladığımız 6 adet uluslararası sözleşme, Anayasa’mızın 48, 49 ve 50. Maddeleri, 3 farklı kanun ve çok sayıda Genelge ile ülkemizde hukuken çok güçlü bir iş sağlığı güvenliği yaptırımı bulunmaktadır. Önemli olan tüm vatandaşlarımızın ve çalışanlarımızın bu mevzuatı çok iyi bilip uygulanması için çaba sarf etmesidir. İstisnasız tüm çalışanların sağlığı ve güvenliği yasal güvence altındadır.
Dünyada yılda 160 milyon meslek hastalığı tanısı konulmaktadır. Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük halleridir. İşyerinde sağlık bozucu bir faktöre sürekli olarak maruz kalmak sonunda meslek hastalığı oluşturabilir. Maden işçilerinde akciğer hastalıklarının oluşması bir örnek olarak verilebilir.
İşle ilgili hastalıklar nedeni ile Dünyada yılda yaklaşık 2,3 milyon ölüm olduğu tahmin edilmektedir. İşe girmeden önce var olan veya çalışırken ortaya çıkan, doğrudan iş yerinden kaynaklanmasa bile, işyerindeki faktörlerden etkilenen hastalıklardır. İşyeri ortam faktörleri, çoğunlukla temel hastalık etkeni değildir. Kalp damar hastalıkları, KOAH, kas iskelet sistemi hastalıkları, şeker hastalığı vb. gibi hastalıklar işle ilgili olabilir.
Dünyada yılda 300 milyondan fazla iş kazası meydana gelmektedir. İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olaya iş kazası denir. Ülkemizde de her iş kolunda çok farklı biçimlerde iş kazaları oluşabilmektedir.
İş sağlığı ve güvenliği ekibinin ve işyeri hekiminin temel amacı işyerinde sağlıklı bir çalıştırma ortamı oluşturmaktır. Bu sayede iş kazası, meslek hastalığı ve işle ilgili hastalıkların oluşmadan önlenmesi sağlanabilir. Her yıl milyonlarca insanın hayatı kurtulabilir. Bu durum her işveren için vicdani ve hukuki sorumluluktur. Uymamanın bedeli çok ağırdır. Konunun farklı yönlerine ayrı bir yazıda devam edelim. Sağlıkla kalın. Saygılarımla.