Kurban Bayramı tatili boyunca Alanya'yı istila eden kuralsız ve düzensiz tatilcilerle ilgili "Gelmeyin istemiyoruz" başlıklı yazıma çok sayıda olumlu ve olumsuz tepki geldi.
Eleştirdiğim gibi eleştirilere de açık bir insanım.
Fakat olumsuz eleştirilerde gördüğüm kadarıyla bir çok okuyucunun yazının içini okumadan başlığa bakarak yorum yaptığı dikkatimi çekti.
Aslında bu bizim genel bir sorunumuz.
Okumadan yorum yapıyoruz, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyoruz.
Neyse konuyu dağıtmayalım.
Öncelikle şunu belirteyim.
Konaklama tesislerinde rezervesini yaptırıp gelen, evi ya da akrabası olup gelen düzenli, kurallı yerli tatilcilere kimsenin itirazı yok.
Ben isterim ki yerli insanımız daha çok tatile çıksın.
Daha çok gelsin, daha çok birbirimizi görelim, tanıyalım, kaynaşalım.
Hatta ve hatta, kalacak yeri olmadan gelerek, kimseyi rahatsız etmeyecek şekilde bir köşede aracında veya çadırında kalarak tatilini yapan misafirlerimizin de başımızın üstünde yeri var.
Ancak;
Yolda sokakta yatak serip yatanı, şehir merkezinde arabasının camında donunu kurutanı, zaten 40-45 derece sıcakta sıkışık olan araç trafiğini kapatıp oynayanı, duşunu tuvaletini açık alanda binlerce kadın erkek insanın gözü önünde yapanı, kavga çıkarıp kamu düzenini ve huzurunu bozanı, başkasını taciz edeni, yediğini yediği yere atıp giden sözde tatilcilerin gelmesini istemiyorum.
Bu kadar net.
Yerli yabancı her ülkeden, her şehirden tatilciye ihtiyacımız var ama görgü kurallarını aşan tatilciye ihtiyacımız yok.
Ayrıca bu işin eğitimle falan alakası yok.
İnsanın yaşam kalitesi, görgü kuralı ve toplu yaşama kültürüyle ilgili bir şey.
Burada Alanya Belediyesi'nin yapacağı hiç bir şey yok.
Sırf belediyeyi eleştirmiş olmak için şehrimize, diğer tatilcilere ve yerleşik yaşayan vatandaşlarımıza eziyet, zulüm edenleri haklı gösterenlere katılmıyorum.
Ben şahsen Alanya Belediyesi'ni eleştirmek yerine Belediye Başkanı Adem Murat Yücel ve ekibine teşekkür ediyorum.
Her türlü düzensiz kalabalığa ve 1.5 milyona dayanan nüfusa rağmen belediye ekipleri canla başla çalıştılar.
Özellikle temizlik işleri personelini alkışlıyorum.
Alanya Belediyesi, her türlü olumsuzluğa rağmen 1.5 milyon insana hizmet edebilen bir kurum olduğunu gösterdi.
Bu insanların esnafa katkısına gelince.
Kimileri hesap yapıyor.
Kişi başı 100 lira bile harcasa Alanya'ya kaç yüz milyon para kalırmış.
Konaklama parası vermeyen, yiyeceğini memleketinden getiren, içtiği suyu parklardan dolduran sözde tatilcilerin esnafa ne faydası olur?
Bu insanlar Alanya'ya sadece yiyip içtiklerinin çöpünü bıraktılar.
Para değil.