Yaz aylarında susuzlukla ilgili yazıp söylediğimi şimdi herkes konuşuyor ve yazıyor.
Susuzluğun ana nedeni kuraklık.. Bilinçsiz tüketim, bahçe sulama, barajlar vs derken, büyük bir sorun kapımızda..
Kuraklık Allah'tan gelen doğal bir olay.
Ancak iklimi yumuşatan barajlar, su kaynaklarını hoyratça kullanarak yapılan sulamalar bizlerin neden olduğu etkenler.
Alanya'da mevsim neredeyse ikiye düştü.
Yaz ve kış.
Yaz bitiyor kış, kış bitiyor yaz başlıyor.
Ama daha henüz kış tam anlamıyla gelmedi.
Gelmediği gibi bitmesine neredeyse 1.5 ay kaldı.
Ekim, Kasım ayları yağışlı geçer, Aralık'ta kar yağışı başlar ve su deposu olan yeraltı kaynakları dolmaya başlardı.
Yağan ilk kar donduktan sonra üstüne yağan karların kalkması neredeyse yazı bulur.
Bu döngü bozuldu.
Alanya nasılsa toroslarda aynı.
Yer üstü ve yer altı su kaynakları bir bir kuruyor.
Torosların ana su damarı Göksü (Gödüre) Çayı kurumuş durumda.
Kurumayan kısmını da barajlar tutuyor.
Sahillerde ise bilinçsizce kurulan bahçeler ve gelişi güzel açılan sondaj kuyuları tehlikenin kapısını sonuna kadar araladı.
Kış bu şekilde devam ederse yazın tarımı unutun.
Kuyuların çoğu kurur.
Kalanların da binlerce dönüm alanı sulaması mümkün değil.
Dökme su ile değirmen dönmez.
Bu nedenle öncelik olarak planlı yatırım, bilinçli sulama yapılmalı.
Sondaj kuyularına daha önleyici kurallar getirilerek her isteyenin istediği yere kuyu açmasına izin verilmemeli.
Ve nihayetinde büyük çözüm olarak devlet eliyle yapılan sulama yatırımları hızlandırılmalı.