Ankara'da Alanyamızı iki evladımız temsil ediyor. Bunlardan birisi Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu. Türk siyasetinde yıldızı parlayan bir isim Mevlüt Çavuşoğlu. Bugün dünya siyasetine de damga vuruyor Mevlüt Çavuşoğlu. Türkiye'de dünyaya hükmeden üçüncü Çavuşoğlu. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın da en güvendiği isimlerden birisi Mevlüt Çavuşoğlu. Çünkü siyasi hayatı boyunca yolsuzluğa bulaşmayan, usülsüz işlere karışmayan, koltuğunu korumak içinde cemaatlerle yakınlaşmayan Çavuşoğlu, 2002 yılından buyana sadece kendi işini yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir görev veriyorsa, harfiyen yerine getiren, partisinin başarısı için ter döken bir isimdir Mevlüt Çavuşoğlu. 2002 yılında aktif siyasete milletvekili olarak atıldı, bugün Dışişleri Bakanlığı koltuğunda oturuyor. 2002'den buyana da çok eleştirildi Mevlüt Çavuşoğlu. Aslında Çavuşoğlu eleştirilmedi, onu eleştirmeye kalkanlar acımasızca onun önünü kesmeye çalıştılar. Ama Çavuşoğlu dedikodulara kulak tıkadı, kendi görevini eksiksiz şekilde yerine getirmeye çalıştı. Özverisini ortaya koydu, siyasette başarılı işlere imza attı. Gece uyumadı, gündüz oturmadı. Herkes onun önünü kesmeye çalıştı ama o yıpratma politikalarına rağmen hem siyasette kendisinin, hem de Alanya'nın önünü açtı. Dün Çavuşoğlu'nu acımasızca eleştiriyor, onun siyasi yaşamı sona ermesi için çalışanlar bugün Çavuşoğlu'nun yanında kenetlendi. Çünkü Çavuşoğlu, Alanya siyasetinde kendisine bakış açısını değiştirdi, bazı insanların negatif bakışını da ortadan kaldırdı. Çünkü Mevlüt Çavuşoğlu, memleketin geleceği için çok çalıştı, çırpındı. Ankara'da da Alanya'nın geleceğine dönük projeleri hizmete katmanın derdindeydi, İstanbul'da da, Fransa'da da, Hollanda'da da. Çünkü Çavuşoğlu biran olsun Alanya'yı ihmal etmedi. Alanyalının her derdine çare olmaya çalıştı, çare de oldu aslında. Gündüz Çavuşoğlu'nu telefonla arayanlar ulaştı, gece arayanlar da. Dünya zirvesindeyken bile Çavuşoğlu, kendisini arayanların telefonlarına baktı, bakamadığı telefonlara da dönüş yaptı. Yani Çavuşoğlu, gerek Alanya'da, gerekse Ankara'da hemşerilerinin sorunlarını çözmek için elini taşın altına koydu. Eğer 2002 yılından bugüne kadar Çavuşoğlu, hem Alanya siyasetinde, hem de Türk siyasetinde başarılı olduysa kendi çalışmalarıyla oldu. 
Kendisini arayanlara, 'Çok yoğunum' diyerek telefonlarına bakmamazlık yapmadı Çavuşoğlu. Kendisini kim aradıysa telefonlarına baktı veya dönüş yaptı. İnsanlara insanca baktı, ona göre davrandı. Partili veya partisiz ayrımı yapmadı. MHP'linin de işini yapmaya çalıştı, CHP'linin de, AK Partili'nin de. Herkesin derdine ortak oldu, çözümü için çare üretti. Ve bugün kendi tırnaklarıyla Dışişleri Bakanlığı koltuğuna kadar uzandı Çavuşoğlu. 
Bugünde Dışişleri Bakanlığı koltuğunda oturuyor Çavuşoğlu. Ama o koltukta oturmasına rağmen Alanya'nın ve Alanyalıyı ihmal etmiyor. Memleketinin en küçük sorununu bile çözmek için gece gündüz çalışıyor ve çalışmaya da devam ediyor. Kendisini arayanların telefonlarına da bakıyor. Kibirlenmiyor, böbürlenmiyor, 'Ben Bakan'ım, senin işini çözemem. Çok yoğunum' demiyor. Yani bugün Alanya'nın bir Bakan'ı var. İyiki Çavuşoğlu bugün kabinede görev yapıyor ki, derdimize çare üretiyor, sorunumuzu da jet hızıyla çözüyor. Onunla ne kadar onurlansak, gururlansak azdır. 
Ankara'da bir başka evladımız daha var. O da Milletvekili Sena Nur Çelik. Eğer Sena Nur Çelik, siyaseti günübirlik değil, geleceğe dönük yapıyorsa, Çavuşoğlu'nu örnek almalı. Vefa'nın ne olduğunu çok ama çok iyi öğrenmeli. Çünkü Çavuşoğlu'nu bugünlere getiren etkenlerden birisi de Vefalı oluşudur. Kendisini arayan kim olursa olsun telefonlarına bakmalı. Çok yoğun programı varsa da toplantı sonrası kendisini arayan kim olursa olsun bir dönüş yapıp, vatandaşın derdini dinleyip, çözümü içinde çalışma yapmalı. Kendisine dönük eleştirilere kızmak yerine ders almalı. Hizmet sözü veriyorsa, o verdiği sözü mutlaka tutmalı. Bir yere proje sözü veriyorsa, o sözünü er veya geç tutmalı, tutmak için çalışma yapmalı. 
Alanya'nın geleceği için elini taşın altına koymalı. Sadece partisinin üyelerinin değil, herkesin derdine çare üretmeye çalışmalı. Alanya'ya geldiğindeki eş, dost ve akraba ziyaretlerinden çok şehrin geleceği için çalışan insanlarla buluşup, sorunları yerinde dinlemeli ve ona göre çalışma yapmalı. Bir yerde sorunu dinleyip, başka bir yerde o sorunu unutmamalı. Alanya'nın her sorununa vakıf olmalı, her sektörün geleceği içinde projeler üretip, bunları hizmete katmak için çalışma yapmalı. Zamanı çok ama çok iyi değerlendirmeli. Ankara'da bir dakikalık zaman ayırıyorsa, bunu da Alanya ve Antalya için harcamalı. Eğer Sena Nur Çelik bugün Mevlüt Çavuşoğlu'nun geldiği noktaya gelmek istiyorsa, siyasete damgasını vurmak ve Türk siyasetinin geleceğine yön verecekse, Mevlüt Çavuşoğlu'ndan birazcık siyaset dersi almalı. Çünkü Çavuşoğlu, kendi tırnaklarıyla Türk siyasetinde bugünlere geldiyse, Sena Nur Çelik de tırnakları ile kazıyarak, siyasi kariyerine yön vermeli. 
Bir yere gelmek için tırnaklarınla kazıyarak gelemiyorsan, bir işte alın teri dökmüyorsan, arkanda kim olursa olsun bir gün siyasette kaybolur gidersin. 
Sena Nur Çelik de siyasette genç yaşta kaybolup gitmeyecekse kendisini eleştirenlere kulak vermeli ve ders çıkarmalı. 
Sena Nur Çelik'in de eleştirilerden ders çıkaracağına ve siyasette önemli mevkilere geleceğine yürekten inanıyorum.