Turizmin gözbebeğiyiz ama turizmi çeşitlendiremiyoruz. Turizmi 12 aya çıkarmak yerine neredeyse 4 aya düşürdük. Akdağ Kayak Merkezi Projesi'ni inşa edip, kış turizmine bir adım atamadık. Golf sahalarını inşa ettirip, zengin turistlerin şehrimize gelmesini sağlayamadık. Spor turizmi için yeni futbol sahaları yaptıramadık, bu konuda adımlar atan insanların yaşadığı problemleri çözemedik. Nedense turizmi 12 aya çıkarmak için bir adım atamıyoruz, kışın yüzlerce turistik tesisin kapısına kilit vuruyor, binlerce insanımızı işsiz bırakıyoruz. Kış turizmini canlandıramadığımız için Alanya sokaklarında yazın cıvıl cıvıl insanları bulamıyoruz. Sessiz bir şehre bürünüyor, hayalet bir kente dönüşüyor Alanyamız kışın. Turizmci kış turizmini 12 aya çıkarmak, turizmi çeşitlendirmek için de bir adım atmıyor, elini kolunu bile kıpırdatmıyor. Turizmin yağını kaymağını yiyen insan, 'Nasıl olsa yazın kazandım, kışın da kazandıklarımla geçinir, giderim' diyor. Karınca misali yazın cebini doldurup, kışın da cebindekilerle yetiniyor ve turizmin geleceği için bir şey yapmıyor. Turizmci küçük düşünüyorsa düşüne dursun. Turizmci bu memleketi düşünmüyorsa Alanyamızı düşünen, memleketin de geleceği için çırpınan devletin bürokratları var. Bu memlekette turizmi çeşitlendirmek için fedakarca çalışan bir bürokrat var. Kendisi bir doktor ama doktorluktan daha çok Alanya turizmini düşünüyor. Turizmde yatıyor, turizmle kalkıyor. Alanya'nın sağlık alanında atılım yapması için vücudunu nasıl taşın altına koyuyorsa, turizmi çeşitlendirmek için de varını yoğunu ortaya koyuyor. 'Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimiyim. Her ay maaşımı alayıp, keyfime bakayım. Banane ne turizmin geleceği' demiyor. Bir turizmciden daha çok turizmi düşünüyor. Çünkü bu şehirde turizm olmazsa ekonominin de olmayacağını o da çok iyi biliyor. Ama onun bu bildiklerini turizmci biliyor mu? Onu da çok merak ediyorum. ALKÜ Hastanesi Başhekimi Tevfik Yazan. Bu şehirde yüreğiyle hizmet eden, kalbiyle Alanya'yı seven bir bürokrat. Başhekim Tevfik Yazan'ın sağlık turizmi adına başlattığı proje yerindedir. Bu projenin tam anlamıyla uygulanmaya konmasıyla Alanyamız da sağlık turizmi başlayacaktır. Sağlık turizmi ile hem Alanyamızdaki otellerde doluluk oranına katkısı olacak, hem de hastaneler rekabet edebilir duruma gelecektir. Sağlık turizmiyle sadece Türkiye'de hastalar Alanyamıza gelmeyecek. Nasıl bugün Alanyamız turizmin gözbebeğiyse sağlık hizmetlerinde de aynı olacak. İşinde uzman doktorlarla verilecek sağlık hizmetleriyle Avrupa'daki insanlar da gelecek, Alanyamızdaki hastanelerde muayne olabilecekler, ameliyatlarını rahatça yaptırabilecekler. Dünyanın bir çok ülkesinden daha iyi hastanelere ve kendi alanında uzman doktorlara sahibiz. Bu nedenle Alanyamızdaki sağlık hizmetinden memnun kalan her turist, kendi ülkesinde tanıdığı diğer hastalara Alanyamızı önerecek, o insanlar da gelecek, sağlıkta hizmeti burada alabilecekler. Bu da hem turizme ciddi katkı sağlayacak, hem hastanelerdeki hizmet kalitesini yükseltecek, hem de esnafımızı ekonomik yönden büyük bir ölçüde rahatlatacaktır. 
Böyle bürokratların çalışması insanları mutlu ediyor. Sadece kendi işini yapıp, mesaisini doldurup, evinin yolunu tutan bürokratlara bizlerin de ihtiyacı yok, memleketin de. Kendi alanında Alanyamıza daha çok yararlı olabilecek Başhekim Tevfik Yazan gibi bürokratlarımız arttıkça hem Alanyamız gelişecek, hem de memleketimiz bundan kazançlı çıkacaktır. Başhekim Tevfik Yazan'ın sağlık turizmi projesiyle Alanya'da turizm de bir anlamda çeşitleniyor, neredeyse 4 aya düşen turizm de 12 aya yeniden çıkıyor. Bu projenin mimarı olan Başhekim Tevfik Yazan'ı gönülden kutluyor, tebrik ediyorum. Başhekim Tevfik Yazan'ın da diğer bürokratlara örnek olmasını diliyorum. Çünkü Başhekim gibi bürokratlarımız ne kadar artarsa Alanyamız da Türkiyemiz de bir o kadar gelişir ve güzelleşir. Alanya'da turizmin kaymağını yiyen turizmciler de en az Başhekim Tevfik Yazan kadar turizm için çalışırlarsa, ellerini ve kollarını kıpırdatırlar ve bir anlamda ayağa kalkarlarsa Alanya turizmi yeniden küllerinden doğar. Eğer turizmciler, yazın çalışıp, kazanıp, kışın o kazandıklarını yemeye devam ederlerse, turizmi 12 aya çıkarmak için bir şey yapmazlarsa bir kaç yıl içinde o tesislerine bir daha açmamak üzere kilit vururlar, ellerinde ve avuçlarında ne kadar mal ve mülk varsa satıp, bu şehri terk ederler diye düşünüyorum.