“Hak eden kazasın”…
“İyi oynayan kazansın”…
Hepsinin gönlünde yatan bir aslan vardır aslında…
Ama atıyorum, “Fenerbahçe kazansın isterim” demez hiç birisi…
Güya “centilmen” ya da ne bileyim, “tarafsız” postlarına bürünmek adına hep “yuvarlak” laflarla bağlarlar cümlelerini…
Bu durum, bizim sektör için de geçerlidir aslında…
Özellikle “yereldeki” gazete köşelerinde kalem sallayanların pek çoğu, her hangi bir seçimle ilgili fikirlerini yumurtlarken herkese “mavi boncuk” dağıtmayı asla ihmal etmezler…
“Ya diğeri kazanırsa” çekimserliği ve korkaklığı içerisinde, sermayelerinde ne kadar “mavi boncuk” varsa hepsini dağıtırlar…
Dağıtırlar ki, kazanan kim olursa olsun, “benim desteklediğim aday kazandı” kompleksiyle “caka satabilsinler”…
Otuz yıla merdiven dayadığım meslek yaşamım boyunca oldum olası “gıcık kaptığım” bu psikoloji içerisinde hiç olmadım, olmamaya özen gösterdim…
Özellikle “siyaset arenası” içerisinde gerçekleşen yarışlarda kime güveniyorsam, kimin “doğru isim” olduğuna inanıyorsam açık ve net bir dille söyledim, yazdım ve arkasında da “dimdik” durdum…
Çünkü ne kazananla ne de kaybedenle “şahsi işlerim” hiç olmaz…
Bu nedenle de herkese “mavi boncuk dağıtmak” gibi bir derdim ya da kaygım olmaz…
Bunları “peşin peşin” söyledikten sonra gelelim Milliyetçi Hareket Partisi’nin önümüzdeki pazar günü yapılacak olan kongresine…
Önce şunları söyleyeyim…
30 Mart yerel seçimlerinde Adem Murat Yücel’le birlikte Alanya’da “destan yazarak” seçimi kazanan Cafer Uyar başkanlığındaki yönetimi, elde ettikleri bu “tarihi başarıdan” dolayı bir kez daha yürekten kutlarım…
“İlçe başkanı olarak misyonumu tamamladım” diyerek tekrar göreve talip olmayacağını söyleyen Cafer Hoca’ya bundan sonraki süreçte çizeceği yol haritasında hedefe ulaşabilmesi adına da başarılar dilerim…
Benim gözümde “adam gibi adam ve yürekli bir siyasetçi” olduğu için, Alanya’nın Cafer Hoca gibi politikacılara her zaman ihtiyacı var, bunu bir köşeye not edin lütfen…
Milliyetçi Hareket Partisi’nin Alanya İlçe Başkanlığı görevine dört tane “değerli” ismin talip olması, partinin Alanya’da geldiği “mükemmel seviyeyi” gösterir ki, aynı zamanda parti adına oldukça “heyecan ve gurur verici” bir gelişmedir bu…
Partiyi bu seviyeye getirenler, hiç mütevazi davranmadan, gönül rahatlığı içerisinde kendileriyle “gurur” duyabilirler, analarının “ak sütü” gibi helaldir…
Gelelim adaylara ve kongre sürecine…
Adaylıklarını daha önce resmen açıklayan Şefik Bahçe ile Hilmi Er’in ardından, dün de Yücel Apaydın adaylığını resmen açıkladı, yarın da Mevlüt Zavlak açıklayacak…
Yücel Apaydın’ın dün yaptığı toplantıyı başından sonuna kadar takip ettim…
İşte “açık ve net” bir dille söylüyorum…
“Benim de gönlümden geçen isim” olan Yücel Apaydın, dün yaptığı toplantıda gösterdiği performansla, rakiplerinden bir kaç adım “önde” başladı yarışa…
Özellikle dikkat ettim…
Parti binasının içinde ve dışındaki o “müthiş kalabalığı” oluşturan insanlarda, müthiş bir de “coşku” vardı…
Kadın-erkek pek çok insanla ayak üstü sohbet edip, “nabız yokladım”…
Hepsinin ortak görüşü aynıydı…
“Yücel Apaydın halkın içinde olan birisi, halk adamı”…
Bu “kriter” siyaset dünyası için “en önemli” kriterdir…
Siyasetçilerin tek “muhatabı” halktır çünkü…
Şunun şurasında birkaç ay sonra memleket “genel seçim” havasına girecek…
MHP Alanya’yı bu seçime önümüzdeki pazar günü göreve gelecek olan yeni başkan ve yönetim götürecek…
Halkın arasına dalacaklar yani…
Vatandaştan “oy isteyecek” olan başkanın, “ben de sizden birisiyim, sizin dilinizden anlarım, gönlünüzden geçenleri bilirim” diyebilmesi ve bunu söylerken “inandırıcı” olabilmesi çok ama çok önemlidir…
İşte bu anlamda “halk adamı” olduğu taraflı-tarafsız herkes tarafından kabul gören Yücel Apaydın başkanlığındaki yönetimin MHP’yi daha da yukarılara taşıyacağına inanıyorum…
Yoksa Yücel Apaydın ne babamın oğlu olur, ne hısım akrabam, ne bacanağım ya da yandan bacanağım…
Ya da diğer adaylara karşı ne düşmanlığım var ne alıp-veremediğim bir durum, ne de garezim…
Adım gibi biliyorum ki, hepsi de gerek partisine, gerek Alanya’ya hizmet etmiş, emek vermiş pırıl pırıl, “çok değerli” insanlar…
Ama pazar günü yapılacak olan “MHP’nin Alanya derbisini” içlerinden birisi kazanacak…
Bu “önemli derbi” öncesinde “hak eden kazansın” gibi yuvarlak laflarla “kıvıran” yorumcularda olmadığım için açık yüreklilikle tekrar söylüyorum işte…
“Halkın adamı” olduğu taraflı tarafsız herkes tarafından kabul gören Yücel Apaydın, “benimde gönlümden de geçen” isim…
Kazanır, kazanamaz bilemem ama asıl önemli olan, Cafer Hoca’nın da vurguladığı gibi, “MHP’nin o salondan tek yumruk olarak çıkması”…