Ya da zaten yasaktı, tekrar hatırlatıldı.
Kamuya açık alanlar derken; park, bahçe, üzerinde tesis bulunmayan açık alanlar, belediye sınırları içerisinde meskun mahaller, karayolları, gar, otogar, meydan, herkese açık yerler, ören yerler, ATM'ler, köprü altları, mezarlıklar vs.
Yani ailenizle, çoluk çocuğunuzla gezip dolaştığınız yerlerde ulu orta içilmeyecek.
İçilmeyeceği için de ayağında şort terlik, elinde bira şişesiyle gezen tipler tarafından rahatsız edilmeyeceksiniz.
Parklarda sabaha kadar içip içip sızan, küfür eden, tuvaletini yapan hayvanlar olmayacağı için parka yakın apartmanlarda oturanlar yazın evinin balkonunda ailesiyle oturup çayını içebilecek.
Belediye temizlik görevlileri yollarda, parklarda, kaldırımlarda gün boyu bira kutusu, parçalanmış alkol şişesi kırıkları toplamak zorunda kalmayacak.
Kucağında bira şişesi, dört kapı ve müzik son ses açık arabaların içinde çevreyi rahatsız eden görgüsüzler olmayacak.
Ağzıyla içmesini bilmeyenler ortalıkta olmayacağı içinde suç oranı düşecektir.
Kısaca yasakta diyor ki; edebinizle oturun, ağzınızla için.
Valla bence gayet güzel.
Destekliyorum.
Yasağı farklı yönlere çekmeye gerek yok.
Memleketimize gelen turistlerde kendi ülkelerinde ulu orta kafayı çekip çekip etrafı rahatsız etmiyor.
Turizm memleketi demek kuralsız, isteyenin istediğini yaptığı yer demek değildir.
Her şehrin, ülkenin bir kuralı, yerleşik düzeni, yaşam biçimi vardır.
Buna orada yaşayan ve gelenler uyar.
