Alanya Belediyesi’nin şirketleşme hamlesi kent kimliği için, işinin ehli nitelikli yönetim anlayışının yerleşmesi adına aslında önemli bir fikir. Sonuç itibariyle şirketleşme demek; aynı zamanda profesyonelleşme anlamına gelmekte. Düşünün belediye işinin ehli insanlara şirket yönetimi vermiş (şeffaflık) üstelik bu şirket şehre bir marka kazandırma çabasında. ,
Alanya geçmişte defalarca müteşebbislerin iştiraki ile kurulup batan işletmelere şahitlik etti. Ancak kötüden örnek olmayacağı da bir gerçek. Bu yüzden Adem Murat Yücel'in şehre yeni bir kimlik kazandırmak için başlattığı şirketleşme hamlesi siyasi fikir ayrılıklarını bir kenara bırakarak desteklenmeli. Desteklenmeli diyorum çünkü köstek olmak kimseye kazandırmaz. Desteği verelim, varsa bu fikrin eksiği, geliştirilmesi gereken yanı, o hususta beyin fırtınası yaparak katkı sağlayalım, sizde sağlayın. Su şişeleme fabrikası kurma fikri aslında fevkalade. Haybiye akıp giden suyun kime faydası va? Nice sular akarken 3 (üç) göz suya set olarak memlekete kimse hizmet edemez. Sığ düşüncelerden, kaybetmişlik ızdırabında ezilmekten, kibirden uzaklaşın...
Yapamıyorsanız sokak sokak elinde ciğer satan Aziz Mahmut Hüdayi Hazretlerini hikayesini okuyun ki kararmış kalpler, fitne ve haset dolmuş kalpleriniz bu 'ciğer' sayesinde nefsinizi terbiye ederek erdemli insan olmayı alçak gönüllü olmayı öğretsin. Tabi laf yerini bulur üzerine alınması gerekenler mevzuyu hemen anlar.
Gelelim şirketleşme meselesine. Memleket sathında konuşulan ‘Yerli üretim, devlet fabrika kursun, üretim yapsın, yeter bu özelleştirmeler’ diyerek eleştirirken üretime geçmek isteyen istihdam oluşturma çabası güden Alanya Belediyesi’nin bu projesine neden destek olunmuyor. Devlet o fabrikayı sattı, bunu kapattı? diyerek eleştiriyoruz. Haklısınız bu hususta. Üretim yoksa cari açık artar, dışa bağımlılık artar. Şimdi Alanya üretse diğer kentlere satsa bu şehre nakit girdisi artsa fena mı olur. Zaten zincir mağazalar şehrin sıcak parasını adeta hortumluyor ve diğer kentlere ve yurt dışına götürüyor.
Su işini yapan onlarca yerel yönetim var. Son dönemde en çok konuşulan Cennet Mekan Abdulhamid Han’ın o dönemde hayrat çeşmesi olarak yaptırıp halkın hizmetine sunduğu şuan İstanbul BB iştiraki "Hamidiye Su". Kocaeli-Derince'de "Çenesuyu", Bursa'da "Muradiye Su" İzmir BB "Homeros Su" markası ile tüketiciye ulaşıyor. Tabi sadece yazdığım belediyeler değil Türkiye'de su üretip pazarlayan. hazır su pazarının büyüklüğü milyarlarca liraya denk gelirken o paydan neden Alanya’da almasın.
Neden yüzlerce insan iş ekmek kapısı olmasın. Neden memleketin her köşesinde market raflarında, havalimanlarında, otel ve restoranlarda hatta zin evinizde neden Alanya'da Alanya Belediyesi tarafında belki "Alaiye Su" yazan damacanalar pet şişeler cam şişelerde suyunuz olmasın. Üretmek için elini taşın altına koyacak insanlara destek vermiyorsanız bari köstek olmayın. Kamu yararına yapılacak hizmetlerde inisiyatif alıp iş görülürken mevzuatı arkasında tamamlamak size dua olarak döner aksi durumda da nasıl sunulacağınızı siz düşünün.
RAKAMLARLA SU PAZARI
- 2018’de ambalajlı su pazarının hacmi 12.1 milyar litreye ulaştı.
- Bunun 6.5 milyar litresi damacana, 5.6 milyar litresi petten oluştu.
- 2018’de sektörün büyüklüğü 7.1 milyar TL’ye ulaştı.
- 2019’da pazarın 8.4 milyar TL’ye ulaşması bekleniyor.
- Yıllık kişi başı ortalama su tüketimi 150 litre.
- Türkiye kişi başı su tüketiminde dünyada 7.sırada yer alıyor.
- 2019’da bunun 152 litreye çıkması bekleniyor.
- Tüketimde Marmara yüzde 30’la en önde yer alıyor.
- İç Anadolu yüzde 20 ile ikinci sırada.
Türkiye’de ulusal ve yerel olmak üzere sektörde 200 marka bulunuyor.
Zulmedenlerden olmayın ki sizin işlerinizde kolaylaşsın.