Alanyamızda bir çok kurum var ama iki kurumdan bugün söz edeceğim. Çünkü insana hizmet her zaman millete ve memlekete hizmet etmektir. Bir yerde hizmeti geciktirmiyorsanız, vatandaşlara anında hizmet sunuyorsanız gönül kazanırsınız, ama hizmeti yapmak yerine oyalama taktiğiyle de hareket ederseniz o zaman gönülde yer almazsınız, gönüldeyseniz bile düşersiniz, milletin gözüne giremezsiniz. Alanyamızın deneyimli bir Nüfus Müdürü var. Kendisi Demirtaş Vadisi'ndeki Aliefendi Mahallesi'nden. İsmi de Hasan Başaran. Hangi soruna el atsa çözüyor, başaramadığı bir iş de yok. Nüfus Müdürlüğü görevinde önemli işlere imza attı. Alanya Kaymakamlığı'ndaki daracık odadadan aldı, Nüfus Müdürlüğü'nü de modern bir binaya taşıdı. İki katlı binada güzel bir ortamda hizmet veriyorlar. Gelen vatandaş ayakta beklemiyor, sıra numarası alıyor, koltuğunda oturuyor ve kendisine verilen numaranın gelmesini bekliyor. Kışın sıcak ortamda, yazın da serin bir ortamda bekliyorsunuz Nüfus Müdürlüğü'nde. Sadece Müdür Hasan Başaran değil, Nüfus Müdürlüğü bünyesindeki her personel de kendi işini yapıyor. Deneyimli Müdür Hasan Başaran'ın öncülüğünde genç, bilgi, birikimli ve tecrübeli personellerle dolu Nüfus Müdürlüğü. Hangi memura gitseniz derdinizi anlatıyorsunuz çözümü içinde ne gerekiyorsa onu yapıyorlar, size her konuda yardımcı oluyorlar. O kurumda sorununuzu çözemeseler bile sizi probleminizi çözebilecek kurumlara veya kişilere de gönderip, yardımcı oluyorlar. 
Yeni kimlik kartları içinde güzel işlere imza atıyor Nüfus Müdürlüğü. Ama Nüfus Müdürü Hasan Başaran öyle bir çalışma başlatmış ki, takdiri de hak etmiyor değil. Yaşlı vatandaşı Nüfus Müdürlüğü'ne getirmiyor, memurlar vatandaşların evine gidiyor, kimlik için parmak izi gibi işlemleri yapıyorlar, vatandaşa imzasını attırıyorlar ve dönüyorlar. Artık 60-65 yaşındaysanız bile vatandaş, Nüfus Müdürlüğü'ne yeni kimlik için giderek, vaktini oralarda boşuna harcamıyor. Rahatça evinde oturuyor, memurlar klimalı odalarından kalkıyorlar, yaz sıcağında vatandaşlara hizmet vermek için Karapınar'dan, Başköy'e, Alara'dan, Güzelbağ'a kadar nerede bir yaşlı vatandaş varsa, onların evine gidiyorlar, hem ziyaret ediyorlar, hem de o vatandaşın işlemini evinde yapıp, kimliğini de bir kaç gün sonra teslim ediyorlar. 
Böyle güzel çalışmalara imza atan kim olursa olsun tebrik ve takdir edelim. Bu çalışmalar gelişen Türkiye'nin eseridir. Nüfus Müdürümüz Hasan Başaran da böyle bir çalışmaya imza atıyor. Kendi insanımın bulunduğu kurumların her zaman sokakta olması, vatandaşlarla iç içe oluşu ve her zaman vatandaş odaklı hizmetlere imza atması insanı açıkçası onurlandırıyor. Hasan Başaran gibi memleket sevdalısı, ülkesi ve vatanını kalpten seven bürokratlar olduğu müddetçe bu ülkenin de sırtı yere gelmez, bu milletin de. Tebrik ediyorum Hasan Başaran. Senin öncülüğünde çalışan Nüfus Müdürlüğü'ndeki tüm personellerin özverili ve fedakarca çalışmalarını da takdir ediyor, milletimize ve memleketimize verdiğiniz hizmetler içinde teşekkür ediyoruz. 
Hasan Başaran'ın başındaki Nüfus Müdürlüğü böylesine canla ve başla çalışırken, Alanya Milli Emlak Müdürlüğü ise hizmetlerin önünü tıkamak için herşeyi yapıyor. Bir kurum Milli Emlak Müdürlüğü'nden bir arazinin tahsis  edilmesini bekliyorsa, biliniz ki 6-7 ay beklersiniz ama yine talebe yanıt alamazsınız. Günler geçer, haftalar geçer ve aylar geçer ama halen Milli Emlak Müdürlüğü'ne gönderdiğiniz tahsis talebiniz de tozlu raflarda 
bekler ama yanıt alamazsınız. Milli Emlak Müdürlüğü sizin yazınızı bekletir ama o hayır yapması için bulduğunuz hayırsever de o işte heyecanı kaçar ve yaptıracağınız ne hayır kalır, ne de hayırsever. 
Siyasileri devreye katarsınız ama işiniz yine olmaz. Milli Emlak Müdürlüğü, bir tahsis talebine olumlu veya olumsuz yönde 3-5 günde yanıt vermesi gerekirken, 2017 yılının Ocak ayında gönderdiğiniz evrağa 2017 yılının Ağustos ayı gelmiş ama halen yanıt verilmemiş olur. Milli Emlak Müdürü ne iş yapar, onu da anlamaz, bir anlam veremezsiniz. Ve zaman su gibi akar, yapacağınız hayır da hayırseverde kalmaz ama halen Milli Emlak Müdürü de bu konuda bir adım atmaz. Çünkü Milli Emlak Müdürü yaz sıcağından bunalmış, kışın da soğukta üşümüş ve baharı bekler. Ne de olsa devlet böyle bürokratları denetleyemiyor, denetleyen insanlar da birbirini incitmiyor. Çünkü devletin işleyiş modeli böyle diyorlar, kimse birbirini de incitmeden işine bakıyor. Ama iki müdür de devletten maaş alıyor. Her ikisi de aldıkları maaşı hak ediyorlar mı, etmiyorlar mı? Bu konuda yorum da sizin, takdir de.