Alanya belediye Başkanı Adem Murat Yücel'e muhalefet edip başarısız göstermek için yapılan işlerin engellenmeye çalışılmasının ihanet olduğunu yazmıştım.
Yazının içinde yüzde 30 emsalle inşaat yapı ruhsatı verilmesinin kime ve şehre ne zararı olduğunu sorarak, inşaat sektörünü durdurmanın da şehrin ekonomisine vurulan bir darbe olduğunu ifade ettim.
Yüzde 30 emsal ile inşaat yapı ruhsatı vermenin ne anlama geldiğini anlamayan ya da karıştıran akıldanenin birisi çıkıyor ve benim tabanda yüzde 30 emsalle inşaat hakkı verilmesinin ne zararı olduğunu yazdığımı ifade ederek, 'Alanya’yı beton yığınına dönüştüren zaten bu yüzde 30 değil mi? Emsali azaltarak şehrin geleceğini kurtarabiliriz' diyor.
Ben tabanda yüzde 30 emsalle mi dedim beyim!
Yüzde 30 emsal ile inşaat yapı ruhsatından bahsettim.
Madem üzerine alındın, o zaman benim ne yazdığımı önce doğru anlasan iyi olurdu.
Mesleği gereği plan ve inşaat konularında teknik bilgisi olan Hüseyin Gülseren Bey, benim ifade ettiğim konuyu, akıldaneye cevap olarak şu şekilde anlatmış;
Hüseyin Gülseren: 'Mevzu teknik bir konu. Taban oturum alanının %30 olması değil. Balkon, kapıcı dairesi, merdiven, koridor, sosyal alanlar gibi eskiden emsal harici olan ve sınır olmaksızın kullanılan alanların en fazla emsal hakkının %30’u ile sınırlandırılmasıdır. Bu kuraldan önce Alanya'da yapılan binalarda bu alanların oranı % 40-60'lar seviyesindeydi. İlgilenenlere detayı ile izah edebilirim. Selamlar.'
Başka söze gerek yok.
Anlayan zaten biliyor, anlamayan da anlamıştır sanırım.