Basiretsiz bir kadronun bile bile aldığı hatalı kararlar neticesinde vatandaşlar ve işletmeler her ay, kira öder gibi elektrik ve doğalgaz faturası ödemekte; Hayat pahalılığı, refahımızı her gün törpülerken, iktidar eliyle dar bir zümrenin cebine kamu kaynakları ölçüsüz bir şekilde transfer edilmekte; iktidarın tepesindeki hizipler, devlet içerisinde kadrolaşmaya çalışmaktadır.

Elektrik dağıtım piyasasında 150 kw üzerindeki tüketimlerin ayrı bir tarife üzerinden fiyatlandırılması, vatandaşlara atılan bir kazıktır. Üç kişilik bir ailenin yaşadığı bir evde, bu miktardan daha fazla elektrik tüketileceği açıktır. Yeni tarifenin üzerinden biraz zaman geçince, eski ve yeni fatura arasında en az iki kat fark olduğu görülüyor.

Bu baskıyı, sadece hane halkı değil; tüm işletmeler de hissetmektedir. İşletmeler bir yandan artan faturalarla boğuşurken; diğer yandan OSB’lerde geçtiğimiz haftalarda 72 saat elektrik kesintisine gidilmesi ihracatçılarımızın fabrikalarını kapatmasına, milyarca liralık ekonomik kayba sebep oldu. İhracat konusunda, sözde teşvik edici politikaları hayata geçirdiğini iddia eden bir iktidarın, bu işletmelerin can damarını kesmesi ve ihracattan elde edilen dövizleri Merkez Bankasına satma zorunluluğu getirmesi samimi olmayan tutarsız bir davranıştır. İktidarın bütüncül ve mantıki olmayan bu tarzı siyasetinin bedelini de tüm Türkiye ödemektedir.

Gözleri halkın halini görmeyen; kulakları milletin feryadını duymayan; dilleri de hak ve hakikati söylemeyen bu zümreyi buradan akıl ve izana davet ediyorum.