Yıllardır futbolda uluslararası maçlarda ne Milli Takımımız ne de kulüplerimizin istikrarlı bir başarısı olmadı. Arada bir çok zorlu maçlardan tesadüfen kazandığımız da oluyor tabi. Senelerdir Avrupa'da nüfusu bizim bazı illerimizden küçük olan ülke takımlarıyla başa çıkamıyoruz. Sebep?

Milli Takım ve kulüplerimizin neden başarısız olduğunu bir türlü çözemeyen futbol camiamız var. Beceriksizlik. Beceriksizler!... Ama her ne hikmetse bizim Türk Futboluna yön veren, futbolun Türkiye'de ileri gelenleri, Süper Lig'de bilirkişi, duayen, uzman, prof. olarak tespitler yapıyorlar. Özellikle de hakemleri harcamakta çok başarılılar.

Süper Lig'de yıllardır harcanmadık hakem, düdğünü duvara astırmadık hakem bırakmadılar. Artık bilindik yalama olmuş bir gelenek haline gelen maç önü hakem baskı bu sezonda lige başlar başlamaz yapılmaya başlandı. Taraftar çok camia büyük, baskı yapar, hakemin sahada oluşan bütün gri pozisyonları lehimize alabiliriz düşüncesindeler. Yıllardır bu böyle... Alıyorlar da. Başarıyorlar. Neyi başarıyorlar? Şöyle ki; Beşiktaş'a hakem bütün avantajları sağladı, bunu gören Galatasaray'da aynı baskıyı yapıyor. Galatasaray'a verilen avantajı gören Fenerbahçe'de aynısını yapıyor. Fenerbahçe'ye verilen avantajı gören Trabzonspor da aynı baskıyı uyguluyor. Sonuç, dört takımın kazanması kolaylaşıyor. Şampiyonluk yarışı da bu dört takım arasında geçiyor. Ama ola ki bu dört takımdan biri puan kaybetse, ortalık yandı. Hakem o pozisyonda önce sağ bacağı ile öne adım attı. Aslında orada sol ayağı ile yürümeye başlamalıydı gibi alkolik eleştiriler...

Bu dört zavallı kulüp, transferdeki beceriksizliklerini, teknik ekibin hataları ve çuvalla para verdiği oyuncuların sahadaki verimsizliğini gözardı edip, puan kayıplarının faturasını hakeme çıkarıyorlar. Hakem insandır hata yapar. Her zaman görülmüştür ki hakem iki takım lehine de hata yapıyor.

Onlar (dört Takım) hep kazanıyor. Olan az bütçe ile şehrine Süper Lig heyecanı yaşatmaya çalışan Anadolu kulüplerine oluyor!... Burada Anadolu Kulüplerinin, 'YETER' demesi lazım. Suskunluğu bozmaları lazım. Hatta birlik olup tek ses olmaları gerektiğini düşünüyorum.